KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     13 : 30   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
كَذَٰلِكَ keƶālike böylece
أَرْسَلْنَاكَ erselnāke seni gönderdik
فِي içine
أُمَّةٍ ummetin bir millet
قَدْ ḳad elbette
خَلَتْ ḣalet geçmiş bulunan
مِنْ min
قَبْلِهَا ḳablihā kendilerinden önce
أُمَمٌ umemun (nice) milletler
لِتَتْلُوَ litetluve okuyasın diye
عَلَيْهِمُ ǎleyhimu onlara
الَّذِي lleƶī şeyleri
أَوْحَيْنَا evHaynā vahyettiğimiz
إِلَيْكَ ileyke sana
وَهُمْ vehum oysa onlar
يَكْفُرُونَ yekfurūne nankörlük ederler
بِالرَّحْمَٰنِ bir-raHmāni Rahman’a
قُلْ ḳul de ki
هُوَ huve O
رَبِّي rabbī benim Rabbimdir
لَا yoktur
إِلَٰهَ ilāhe tanrı
إِلَّا illā başka
هُوَ huve O’ndan
عَلَيْهِ ǎleyhi O’na
تَوَكَّلْتُ tevekkeltu dayandım
وَإِلَيْهِ ve ileyhi ve yalnız O’nadır
مَتَابِ metābi tevbem/dönüşüm
 
Ayet Meali

Kezâlike erselnâke fî ummetin kad halet min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi).



Elmalı Hamdi Yazır

İşte seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân´a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın. De ki: «O Rahmân benim Rabbimdir, O´ndan başka tanrı yoktur. Ben O´na dayandım, tevbem de O´nadır.



Diyanet
(Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahman´ı inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O´ndan başka tanrı yoktur. Sadece O´na tevekkül ettim ve dönüş sadece O´nadır.



Ahmed Hulusi
İşte böylece, kendinden önce nice toplumlar gelip geçmiş bir topluluk içinde seni açığa çıkardık ki; Rahmân`ı inkâr edenlere, sana vahyettiğimizi okuyup bildiresin... De ki: "Rabbim `HÛ`! Tanrı yoktur sadece `HÛ`! Tevekkülüm O`nadır ve metab (tövbe - dönüş) O`nadır."



Yaşar Nuri Öztürk
İşte seni böylece, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmet içinde resul kıldık ki, onlar Rahman´a küfrederlerken sen kendilerine, sana vahyettiğimizi okuyasın. De ki: "O´dur benim Rabbim, ilah yok O´ndan başka, O´na dayanmışım ben! Yalnız O´nadır tövbem!"



Muhammed Esed
İşte böylece (ey Muhammed) seni, kendisinden önce nice toplumların gelip geçtiği bir (inanmayanlar) toplumu içinden Elçi olarak çıkardık ki, sana vahyettiklerimizi onlara okuyup açıklayasın; çünkü (bilmezlikleri yüzünden) O Rahman´ı inkar ediyor onlar. De ki: "O´dur benim Rabbim. O´ndan başka tanrı yoktur. Ben O´na güven bağlamış bulunuyorum ve O´na dönüktür yönüm".



Edip Yüksel
Daha önceki toplumlara olduğu gibi seni de bu topluma gönderdik ki sana vahyettiğimizi onlara okuyasın, hâlbuki onlar Rahman’a nankörlük ediyorlar. De ki: "O’dur benim Rabbim; O’ndan başka tanrı yoktur. O’na güvendim; dönüş O’nadır."



Mustafa İslamoğlu
Böylece (ey Nebi), kendisinden önce nice (inkarcı) toplumların gelip geçtiği bir toplumun arasından elçi olarak seni seçtik ki, sana vahyettiklerimizi kendilerine ulaştırasın: zira onlar Rahman’ı inkar ediyorlar. De ki: "O benim Rabbimdir, kendisinden başka ilah olmayandır: yalnızca O’na güvendim, yüzümü O’na çevirdim."



Hakkı Yılmaz
İşte böyle, seni, onlar Rahmân’a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah’a] inanmazlarken, sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye, kendilerinden önce nice önderli toplumlar gelip geçmiş olan bir önderli toplum içinde elçi yaptık. De ki: “Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], benim Rabbimdir, O’ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Ben, yalnızca O’na işin sonucunu havale ettim, dönüşüm de yalnızca O’nadır.”(Sonraki 13:32)