KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     13 : 33   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أَفَمَنْ efemen kimse gibi midir?
هُوَ huve o
قَائِمٌ ḳāimun duran
عَلَىٰ ǎlā üzerinde
كُلِّ kulli her
نَفْسٍ nefsin nefsin
بِمَا bimā
كَسَبَتْ kesebet yaptığı işin
وَجَعَلُوا veceǎlū onlar koştular
لِلَّهِ lillahi Allah’a
شُرَكَاءَ şurakā'e ortaklar
قُلْ ḳul de ki
سَمُّوهُمْ semmūhum onları isimlendirin
أَمْ em yoksa
تُنَبِّئُونَهُ tunebbiūnehu siz haber mi veriyorsunuz?
بِمَا bimā bir şeyi
لَا
يَعْلَمُ yeǎ’lemu (Allah’ın) bilmediği
فِي
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzünde
أَمْ em yoksa
بِظَاهِرٍ biZāhirin boş
مِنَ mine
الْقَوْلِ l-ḳavli söz mü (söylüyorsunuz)?
بَلْ bel hayır
زُيِّنَ zuyyine süslü gösterildi
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselere
كَفَرُوا keferū inkar eden(lere)
مَكْرُهُمْ mekruhum tuzakları
وَصُدُّوا ve Suddū ve çıkarıldılar
عَنِ ǎni -dan
السَّبِيلِ s-sebīli yol-
وَمَنْ ve men ve kimi
يُضْلِلِ yuDlili şaşırtırsa
اللَّهُ llahu Allah
فَمَا femā artık olmaz!
لَهُ lehu ona
مِنْ min hiçbir
هَادٍ hādin yol gösteren
 
Ayet Meali

E fe men huve kâimun alâ kulli nefsin bi mâ kesebet, ve cealû lillâhi şurekâ’(şurekâe), kul semmûhum, em tunebbiûnehu bi mâ lâ ya’lemu fîl ardı em bi zâhirin minel kavl(kavli), bel zuyyine lillezîne keferû mekruhum ve suddû anis sebîl(sebîli), ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).



Elmalı Hamdi Yazır

Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah´a ortaklar uydurdular. De ki: «Onlara isimler verip durun bakalım. Siz O´na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.



Diyanet
Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah´a ortaklar koştular. De ki: «Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah´a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?» Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.



Ahmed Hulusi
O, her nefsin açığa çıkardığının getirisini oluşturan(ken), (tutup) Allâh`a ortaklar koştular... De ki: "Onları isimlendirin! Yoksa siz O`na arzda bilmediği şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş laf mı ediyorsunuz?"... Hayır, hakikat bilgisini inkâr edenlere mekrleri süslendi ve Es Sebiyl`den (Allâh yolundan) alıkondular... Allâh kimi saptırırsa, artık onun için hakikate erdirici yoktur!



Yaşar Nuri Öztürk
Allah´a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah´a, yeryüzünde bilmediği birşey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah´ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok.



Muhammed Esed
Peki, kimdir -elbette O!- yaşayan her varlığı, hak ettiği şeye bakarak görüp gözeten? Yine de Allah´a ortak koşuyorlar (öyle mi?). De ki: "Onlara (istediğiniz) ismi verin: sanki O´na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa sadece sözcüklerle mi oynuyorsunuz?" Hayır, tersine, hakkı inkara şartlanmış olanların çarpık tasavvurları kendilerine güzel gösteriliyor; ve böylece (doğru) yoldan döndürülüveriyorlar: ve zaten Allah´ın sapıklık içinde bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz.



Edip Yüksel
Herkesin yaptığını kontrol eden O değil midir? Buna rağmen ALLAH’a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlerle tanımlayın! Siz O’nun yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz, yoksa boş sözler mi uyduruyorsunuz?" Aslında, inkârcıların hileleri kendilerine süslü gösterilir ve böylece yoldan saparlar. ALLAH kimi saptırırsa ona doğruyu gösterecek yoktur.



Mustafa İslamoğlu
O değilse kimmiş bakayım kazandıkları nedeniyle her canlı varlığın tepesine dikilip duran! Buna rağmen, hala Allah’a ortak koşuyorlar! De ki: "Onları (keyfinize göre) isimlendirin; yani siz, yeryüzünde bilmediği bir şeyi O’na haber veriyorsunuz, öyle mi? Belki de sözü (hakiki anlamda değil), sırf zahir anlamda kullanıyorsunuzdur? Hayır, inkarda ısrar edenlere hileli mantıkları cazip gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Zira Allah kimi saptırırsa, ona doğru yolu gösterecek kimse bulunmaz!



Hakkı Yılmaz
Peki, o, kazandığı şeyler ile birlikte her bir kişinin üzerinde dikilen/görüp gözeten kimdir? Onlar ise Allah’a ortaklar edindiler. De ki: “Onları isimlendirin! Yoksa siz, O’na yeryüzünde bilmediği bir şey mi ya da sözden açık olanı mı haber vereceksiniz? Aslında kâfirlere; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kişilere plânları güzel gösterildi de Yol’dan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için yol gösteren kimse yoktur.