KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     19 : 73   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman
تُتْلَىٰ tutlā okunduğu
عَلَيْهِمْ ǎleyhim onlara
ايَاتُنَا āyātunā ayetlerimiz
بَيِّنَاتٍ beyyinātin açık açık
قَالَ ḳāle derler
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
كَفَرُوا keferū inkar edenler
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimseler için
امَنُوا āmenū inanan(lar)
أَيُّ eyyu hangisinin
الْفَرِيقَيْنِ l-ferīḳayni iki topluluktan
خَيْرٌ ḣayrun daha hayırlıdır
مَقَامًا meḳāmen makamı
وَأَحْسَنُ ve eHsenu ve daha güzeldir?
نَدِيًّا nediyyen meclisi (mevkii)
 
Ayet Meali

Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne keferû lillezîne âmenû eyyul ferîkayni hayrun makâmen ve ahsenu nediyyâ(nediyyen).



Elmalı Hamdi Yazır

Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki : «Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakımından daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?»



Diyanet
Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere: İki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.



Ahmed Hulusi
Onlara delillerimiz açık açık okunup bildirildiğinde, hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere: "İki fırkanın hangisi makam itibarıyla daha hayırlı ve meclisi daha iyidir?" dedi.



Yaşar Nuri Öztürk
Onlara ayetlerimiz açık seçik okunduğunda, inkâr edenler inananlara şöyle derler: "İki zümreden hangisi makamca daha üstün, meclisçe daha güzel?"



Muhammed Esed
Hal böyleyken, ne zaman ayetlerimiz bütün açıklığıyla kendilerine ulaştırılsa, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler imana erişenlere: "(Bu) iki insan topluluğundan konum olarak hangisi daha üstün ve güçlü, topluluk olarak hangisi daha iyi/daha seçkindir?" diye sorup dururlar.



Edip Yüksel
Kendilerine ayetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman inkâr edenler gerçeği onaylayanlara, "Hangimiz daha güçlü ve hangimiz sayısal üstünlüğe sahiptir?" derler.



Mustafa İslamoğlu
Ne ki, hakikatin apaçık belgeleri olan ayetlerimiz ne zaman kendilerine ulaştırılsa, küfürde ısrar edenler imanda sebat edenlere şöyle sorarlar: "Bu iki guruptan hangisi konumca daha üstün ve hangisi daha hatırlı bir çevreye mensupmuş?!



Hakkı Yılmaz
Ve âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman, o kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kişiler, iman etmiş olan kişilere, “Bu iki zümreden [mü’min ve Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerden] hangisi makam mevki bakımından daha iyi, düşüp kalktığı kimseler/örgütler bakımından daha güzeldir?” dediler.