KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     2 : 101   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَلَمَّا velemmā ne zaman
جَاءَهُمْ cā'ehum onlara geldiyse
رَسُولٌ rasūlun bir elçi
مِنْ min
عِنْدِ ǐndi katından
اللَّهِ llahi Allah’ın
مُصَدِّقٌ muSaddiḳun doğrulayan
لِمَا limā şeyleri
مَعَهُمْ meǎhum yanlarındaki
نَبَذَ nebeƶe attılar
فَرِيقٌ ferīḳun bir gurup
مِنَ mine
الَّذِينَ elleƶīne kendilerine
أُوتُوا ūtū verilenlerden
الْكِتَابَ l-kitābe kitap
كِتَابَ kitābe kitabı
اللَّهِ llahi Allah’ın
وَرَاءَ verā'e arkasına
ظُهُورِهِمْ Zuhūrihim sırtlarının
كَأَنَّهُمْ keennehum sanki gibi
لَا
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne bilmiyorlarmış
 
Ayet Meali

Ve lemmâ câehum resûlun min indillâhi musaddikun limâ meahum nebeze ferîkun minellezîne ûtûl kitâb(kitâbe), kitâballâhi verâe zuhûrihim ke ennehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Üstelik Allah tarafından onlara, yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, Allah´ın kitabını sırtlarından geriye attılar, sanki hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi yaptılar.



Diyanet
Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah´ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.



Ahmed Hulusi
Kendilerine Kitap (bilgi) verilenlerden bir grup, beraberlerinde olanı tasdik eden Allâh indînden bir Rasûl gelince (Yahudi olmadığı için), Kitabullahı (Hakikat bilgisini ve Sünnetullâh`ı) arkalarına attılar, işin hakikatini bilmiyormuşçasına.



Yaşar Nuri Öztürk
Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah´ın Kitabı´nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar.



Muhammed Esed
Ve(şimdi bile), ne zaman Allah´tan onlara halen sahip oldukları hakikati tasdik eden bir elçi gelse, kendilerini önceki çağlarda vahyedilen kelama bağlı sayanlardan bazısı, (O´nun dediklerinin) farkında değillermiş gibi ilahi kelama sırtlarını dönerler.



Edip Yüksel
Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH’ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi…



Mustafa İslamoğlu
Onlara Allah katından ellerindeki hakikati doğrulayan bir elçi gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki gerçeği bilmiyorlarmış gibi Allah’ın kitabına sırt döndüler;



Hakkı Yılmaz
Ve ne zaman Allah tarafından onlara, yanlarındaki kitabı tasdik edici bir elçi geldi, daha önce kendilerine Kitap verilen kimselerden bir grup, sanki bilmezlermiş gibi Allah’ın kitabını sırtlarının arkasına attılar.