KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     2 : 118   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَقَالَ ve ḳāle dediler ki
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
لَا
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne bilmeyen(ler)
لَوْلَا levlā değil miydi?
يُكَلِّمُنَا yukellimunā bizimle konuşmalı
اللَّهُ llahu Allah
أَوْ ev ya da
تَأْتِينَا te’tīnā bize gelmeli
ايَةٌ āyetun bir ayet (mu’cize)
كَذَٰلِكَ keƶālike işte böyle
قَالَ ḳāle söyle(mişler)di
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
مِنْ min
قَبْلِهِمْ ḳablihim onlardan önceki(ler de)
مِثْلَ miṧle benzerini
قَوْلِهِمْ ḳavlihim onların dediklerinin
تَشَابَهَتْ teşābehet birbirine benzedi
قُلُوبُهُمْ ḳulūbuhum kalbleri
قَدْ ḳad elbette
بَيَّنَّا beyyennā iyice açıkladık
الْايَاتِ l-āyāti ayetleri
لِقَوْمٍ liḳavmin kavimler için
يُوقِنُونَ yūḳinūne bilmek isteyen
 
Ayet Meali

Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Bilgiden nasibi olmayanlar da «Allah bizimle konuşsa ya, yahut bize de bir mucize gelse ya!» dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi. Onların kalbleri birbirlerine benzedi. Gerçekten de yakîne ermek (hakikati bilmek) isteyen bir kavim için biz mucizeleri çok açık seçik gösterdik.



Diyanet
Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.



Ahmed Hulusi
(Allâh ismiyle işaret edilen hakkında) bilgisizler (O`nu gökte bir tanrı sanıp) "Allâh bizimle konuşsaydı ya da bize bir mucize verseydi ya" dediler!.. Onlardan öncekiler de onlar gibi konuşmuşlardı. Bakış açıları birbirine benzemiş! (Ayna nöronların işlevi sonucu - aynı kafadan!)... Biz âyetlerimizi (gerçeğe işaret eden oluşumu), onları hakkıyla değerlendirmek isteyenlere apaçık gösterdik.



Yaşar Nuri Öztürk
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..." Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır.



Muhammed Esed
(Yalnız) bilgiden yoksun olanlar: "Allah neden bizimle konuşmaz ve neden bize (mucizevi) bir işaret göstermez?" derler. Onlardan önce yaşamış olanlar da tıpkı onların dedikleri gibi demişlerdi: Kalpleri hep birbirine benziyor. Gerçekte Biz, bütün işaretleri, yürekten inanıp tasdik etmeye niyetli olanlar için açık ve anlaşılır kıldık.



Edip Yüksel
Cahiller, "ALLAH bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi" dediler. Daha öncekiler de onlar gibi konuşmuşlardı. Kafaları birbirine benziyor. Biz ayetleri, onaylayacak olanlara sergileriz.*



Mustafa İslamoğlu
İlimden yoksun olanlar "Allah bizimle niçin konuşmuyor, ya da niçin bize mucizevi bir belge ulaştırmıyor" derler. Onlardan öncekiler de aynen onların söylediğini söylemişlerdi. Akılları da birbirine benzedi. Elbet biz gönülden inanacak herkes için ayetlerimizi açık ve anlaşılır kılmışızdır.



Hakkı Yılmaz
Ve bilmeyen kimseler, “Allah bizimle konuşmalı yahut bize de bir alâmet/ gösterge gelmeli değil miydi!” dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi. Onların kalpleri benzeşmiş. Biz kesinlikle, kesin bilgi ile bilgilenmek isteyen toplum için âyetleri apaçık ortaya koyduk.