KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     2 : 282   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
امَنُوا āmenū iman eden(ler)
إِذَا iƶā zaman
تَدَايَنْتُمْ tedāyentum birbirinize verdiğiniz
بِدَيْنٍ bideynin borç
إِلَىٰ ilā kadar
أَجَلٍ ecelin süreye
مُسَمًّى musemmen belirli bir
فَاكْتُبُوهُ fektubūhu onu yazın
وَلْيَكْتُبْ velyektub ve yazsın
بَيْنَكُمْ beynekum aranızda
كَاتِبٌ kātibun bir yazıcı
بِالْعَدْلِ bil-ǎdli adaletle
وَلَا ve lā
يَأْبَ ye’be kaçınmasın (yazsın)
كَاتِبٌ kātibun yazıcı
أَنْ en
يَكْتُبَ yektube yazmaktan
كَمَا kemā şekilde
عَلَّمَهُ ǎllemehu kendisine öğrettiği
اللَّهُ llahu Allah’ın
فَلْيَكْتُبْ felyektub yazdırsın
وَلْيُمْلِلِ velyumlili yazdırsın
الَّذِي lleƶī kimse
عَلَيْهِ ǎleyhi üzerinde
الْحَقُّ l-Haḳḳu hak olan (borçlu)
وَلْيَتَّقِ velyetteḳi korksun
اللَّهَ llahe Allah’tan
رَبَّهُ rabbehu Rabbi olan
وَلَا ve lā
يَبْخَسْ yebḣas eksik etmesin
مِنْهُ minhu ondan (borcundan)
شَيْئًا şey’en hiçbir şeyi
فَإِنْ fein eğer
كَانَ kāne ise
الَّذِي lleƶī kimse
عَلَيْهِ ǎleyhi
الْحَقُّ l-Haḳḳu borçlu olan
سَفِيهًا sefīhen aklı ermez
أَوْ ev yahut
ضَعِيفًا Deǐyfen zayıf
أَوْ ev ya da
لَا
يَسْتَطِيعُ yesteTīǔ güç yetiremiyecek
أَنْ en
يُمِلَّ yumille kendisi yazdırmaya
هُوَ huve o
فَلْيُمْلِلْ felyumlil yazdırsın
وَلِيُّهُ veliyyuhu onun velisi
بِالْعَدْلِ bil-ǎdli adaletle
وَاسْتَشْهِدُوا vesteşhidū şahid tutun
شَهِيدَيْنِ şehīdeyni iki şahidi
مِنْ min -den
رِجَالِكُمْ ricālikum erkekleriniz-
فَإِنْ fe in eğer
لَمْ lem
يَكُونَا yekūnā yoksa
رَجُلَيْنِ raculeyni iki erkek
فَرَجُلٌ feraculun (o zaman) bir erkek
وَامْرَأَتَانِ vemraetāni iki kadın
مِمَّنْ mimmen kimse
تَرْضَوْنَ terDevne razı olduğunuz
مِنَ mine -den
الشُّهَدَاءِ ş-şuhedā'i şahidler-
أَنْ en ta ki
تَضِلَّ teDille şaşırırsa
إِحْدَاهُمَا iHdāhumā kadınlardan biri
فَتُذَكِّرَ fetuƶekkira hatırlatması için
إِحْدَاهُمَا iHdāhumā biri
الْأُخْرَىٰ l-uḣrā diğerine
وَلَا ve lā
يَأْبَ ye’be kaçınmasınlar
الشُّهَدَاءُ ş-şuhedā'u şahidler
إِذَا iƶā zaman
مَا bir şeye
دُعُوا duǔ çağrıldıkları
وَلَا ve lā
تَسْأَمُوا tesemū üşenmeyin
أَنْ en
تَكْتُبُوهُ tektubūhu yazmaktan
صَغِيرًا Sağīran az olsun
أَوْ ev veya
كَبِيرًا kebīran çok olsun
إِلَىٰ ilā kadar
أَجَلِهِ ecelihi onu süresine
ذَٰلِكُمْ ƶālikum bu
أَقْسَطُ eḳseTu daha adaletli
عِنْدَ ǐnde katında
اللَّهِ llahi Allah
وَأَقْوَمُ ve eḳve mu ve daha sağlam
لِلشَّهَادَةِ lişşehādeti şahidlik için
وَأَدْنَىٰ ve ednā ve daha elverişlidir
أَلَّا ellā
تَرْتَابُوا tertābū kuşkulanmamanız için
إِلَّا illā ancak
أَنْ en
تَكُونَ tekūne olursa
تِجَارَةً ticāraten ticaret
حَاضِرَةً HāDiraten peşin
تُدِيرُونَهَا tudīrūnehā hemen alıp vereceğiniz
بَيْنَكُمْ beynekum aranızda
فَلَيْسَ feleyse yoktur
عَلَيْكُمْ ǎleykum üzerinize
جُنَاحٌ cunāHun bir günah
أَلَّا ellā ötürü
تَكْتُبُوهَا tektubūhā onu yazmamanızdan
وَأَشْهِدُوا ve eşhidū ve şahid tutun
إِذَا iƶā zaman da
تَبَايَعْتُمْ tebāyeǎ’tum alışveriş yaptığınız
وَلَا ve lā
يُضَارَّ yuDārra asla zarar verilmesin
كَاتِبٌ kātibun yazana da
وَلَا ve lā ve
شَهِيدٌ şehīdun şahide de
وَإِنْ ve in eğer
تَفْعَلُوا tef’ǎlū (bir zarar) yaparsanız
فَإِنَّهُ feinnehu şüphesiz
فُسُوقٌ fusūḳun kötülük olur
بِكُمْ bikum kendinize
وَاتَّقُوا vetteḳū korkun
اللَّهَ llahe Allah’tan
وَيُعَلِّمُكُمُ ve yuǎllimukumu ve size öğretiyor
اللَّهُ llahu Allah
وَاللَّهُ vallahu Allah
بِكُلِّ bikulli her
شَيْءٍ şey'in şeyi
عَلِيمٌ ǎlīmun bilir
 
Ayet Meali

Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil hakku velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil hakku sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terdavne mineş şuhedâi en tedılle ıhdâhumâ fe tuzekkire ıhdâhumâl uhrâ ve lâ ye’beş şuhedâu izâ mâ duû, ve lâ tes’emû en tektubûhu sagîran ev kebîran ilâ ecelih(ecelihî), zâlikum aksatu indallâhi ve akvemu liş şehâdeti ve ednâ ellâ tertâbû illâ en tekûne ticâreten hâdıraten tudîrûnehâ beynekum fe leyse aleykum cunâhun ellâ tektubûhâ ve eşhidû izâ tebâya’tum, ve lâ yudârra kâtibun ve lâ şehîd(şehîdun), ve in tef’alû fe innehu fusûkun bikum, vettekûllâh(vettekûllâhe), ve yuallimukumullâh(yuallimukumullâhu), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın. Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın. Yazı bilen biri, Allah´ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah´dan korksun da haktan birşey eksiltmesin. Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Meğer ki, aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun, o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun. Ayrıca ne yazan, ne de şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. Üstelik Allah´dan korkun. Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir.



Diyanet
Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. Bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir kâtip Allah´ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Genellikle) alış-veriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın. Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. Allah´tan korkun. Allah size gerekli olanı öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.



Ahmed Hulusi
Ey iman edenler, belli bir süre ile borç verdiğinizde onu yazın. Aranızdan âdil biri yazsın. Yazmayı bilen de Allâh`ın kendisine öğrettiği gibi yazsın ve bundan kaçınmasın. Ayrıca hak üzerinde olan (borçlu) da yazdırsın. Rabbi olan Allâh`tan ittika edip, borcundan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer borçlu anlayışı sınırlı veya çocuk ise, onun velisi yazdırsın. Erkeklerden iki kişiyi de şahit tutun. Eğer iki erkek yoksa o zaman şahitler bir erkek ve iki kadın olsun. Onlardan biri unutur veya şaşırırsa diğeri hatırlatır diye. Davet edildiklerinde şahitlikten de kaçınmasınlar. Küçük veya büyük borcu vâdesine kadar yazmaktan geri kalmayın. Bu Allâh indînde en uygun ve sağlam tarz olduğu gibi ileride şüpheye düşmemeniz için de en sağlam yoldur. Meğerki aranızdaki alışveriş peşin paraya dayanan bir işlem olsun. O zaman bunu yazmamanızda bir beis yoktur. Alım satım yaptığınızda dahi şahit tutun. Bir de ne yazan ne de şahit bu işten zarar görmesin. Eğer onlara zarar verecek bir durum oluşursa bu kendinize verdiğiniz bir zarar olur. Allâh`tan korunun. Allâh size öğretiyor. Allâh Bi-küllî şey`in Aliym`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah´ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb´inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah´tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.



Muhammed Esed
Siz ey imana ermiş olanlar! Ne zaman belli bir vade ile borç verir veya alırsanız yazıyla tesbit edin. Bir yazıcı, tarafsız olarak onu kaydetsin. Ve hiçbir yazıcı, Allah´ın ona öğrettiği gibi yazmayı reddetmesin: öylece, olduğu gibi yazsın. Borçlanan kaydettirsin, Rabbine karşı sorumluluğunun bilincinde olsun ve taahhüdünden bir şey eksiltmesin. Ve eğer borç altına girenin akli veya bedeni bir zaafı varsa veya kendisi (işlemi) kaydettirebilecek durumda değilse, onun menfaatini kollamakla görevli olan kimse, onu adil bir şekilde kaydettirsin. Ve içinizden iki erkek şahit tutun; eğer iki erkek bulunmazsa, kabul edebileceğiniz kimselerden bir erkek ve iki kadını şahit tutun ki onlardan biri hata yaparsa diğeri ona hatırlatabilsin. Ve şahitler çağrıldıklarında reddetmesinler. Küçük olsun büyük olsun, her anlaşma maddesini vade tarihi ile birlikte yazmaya üşenmeyin: Bu, Allah nazarında daha adil, kanıtlanma açısından daha güvenilir ve (sonra) sizi şüpheye düşmekten alıkoymakta daha uygun olandır. Ama eğer (aranızdaki muamele,) birbirinize doğrudan doğruya devredeceğiniz hazır mallar ile ilgiliyse onu yazmamanızda bir mahzur yoktur. Ve birbirinizle alış veriş yapacağınız zaman bir şahit bulundurun, ancak ne yazıcı ne de şahit bir zarara uğramasın; eğer onlara (zarar verici bir iş) yaparsanız, unutmayın ki, bu, sizin için günahkarca bir davranış olacaktır. Allah´a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, çünkü sizi eğiten Allah´tır ve Allah, her şeyin bilgisine sahiptir.



Edip Yüksel
Gerçeği onaylayanlar! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğiniz zaman onu yazın. Sizden bir yazıcı onu adaletle yazsın. Yazıcı, ALLAH’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borçlanan kişi de dikte ettirsin. Rabbi olan ALLAH’tan korksun, onda sahtekârlık yapmasın. Borçlanan kişi aklı ermez veya çaresiz, ya da dikte etmekten aciz ise velisi adaletle yazdırmalı. Erkeklerinizden iki şahit de tanıklık etsin. İki erkek şahit bulamazsanız dilediğiniz şahitlerden bir erkek ve iki kadın seçiniz ki kadınlardan biri yanıldığında diğeri ona hatırlatsın. Şahitler, çağrıldıkları vakit çekinmesin. Az olsun, çok olsun, ödeme tarihi ile birlikte onu yazmaktan üşenmeyin. Bu, ALLAH katında daha adaletli, tanıklık açısından daha sağlam ve kuşkulanmamanız için daha uygundur. Yalnız, ticaret peşin olursa onu yazmamanızda bir sakınca yok. Alışveriş yaptığınızda tanıklarınız bulunsun. Yazana da tanığa da zarar verilmesin. Aksi halde kendinize kötülük edersiniz. ALLAH’ı dinleyin. ALLAH size öğretiyor. ALLAH her şeyi bilir.*



Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Birbirinizle vadeli borçlanmaya girdiğiniz zaman, bunu belgeleyin. Onu, aranızdan adil bir yazıcı kaydetsin! Ve hiçbir yazıcı Allah’ın öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın! Borçlu olan taraf borcunu kaydettirsin, Rabbi olan Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olsun ve borcundan hiçbir şey eksiltmesin! Ve eğer borçlu akli ve bedeni bakımdan yetersizse ya da kendisi kaydettirecek durumda değilse, o zaman onun velisi borcunu adil bir şekilde kaydettirsin! Ve erkeklerinizden iki kişinin şahitliğine başvurun! Eğer iki erkek bulunmazsa, bu durumda doğruluğundan emin olduğunuz kimselerden bir erkekle iki kadını şahit tutun ki ikisinden biri şaşırır, unutur, yanılırsa diğeri ona hatırlatabilsin! Ve şahitler de çağrıldıklarında kaçınmasınlar! Küçük büyük olduğuna bakmaksızın, vadesiyle birlikte yazmaya üşenmeyin: Bu Allah katında daha adil, isbatlama açısından daha güvenilir kuşkuya kapılmamanız açısından daha uygun olandır. Fakat eğer ticari işleminiz aranızda karşılıklı peşin muameleye dayanıyorsa, onu belgelememenizde size herhangi bir vebal yoktur. Birbirinizle alışveriş yapacağınız zaman şahit bulundurun; ancak yazan da şahit de bir zarara uğramasın! Zira eğer zarar verirseniz, işte bu aleyhinize bir çıkış olacaktır. Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; zira Allah sizi eğitiyor: zaten her şeyi en iyi bilen de Allah’tır.



Hakkı Yılmaz
Ey iman etmiş kimseler! Adı konmuş bir süreye [kadar] borçla borçlaştığınız zaman onu hemen yazın. Aranızda bir kâtip de adaletle yazsın. Ve o kâtip, Allah’ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Hakk kendi üzerinde olan kişi de söyleyip yazdırsın ve Rabbi olan Allah’a takvâlı davransın ve ondan [hakktan] bir şey eksiltmesin. Şayet hakk kendi aleyhine olan kişi [borçlu] bir aklı ermez veya zayıf biri veya bizzat söyleyip yazdırmaya güç yetiremeyen biri ise, velîsi adaletle söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden iki de iyi tanık tutun. Şayet iki erkek tanık] olmazsa, o zaman bir erkekle iki kadın olsun; iki kadın olması, bunlardan birisi yanılırsa, şaşırırsa, öbürü hatırlatsın diyedir. – Tanıklar, razı olacağınız iyi tanıklık yapacak kimselerden olsun.- Tanıklar da çağırıldıklarında kaçınmasınlar. Siz, küçük veya büyük, [olan borcun] onu vadesine kadar yazmaktan üşenmeyin. Bu, Allah nezdinde daha hakkaniyetlidir, şahitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha elverişlidir. Aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret hariçtir; o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım-satım yaptığınız vakit yine şahitlendirin. Yazan ve şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer yaparsanız [onlara zarar verirseniz], şüphesiz o, size dokunacak bir fısk [günah] olur. Allah’a da takvâlı davranın. Allah, size öğretiyor ve Allah, her şeyi en iyi bilendir.