KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     22 : 72   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman
تُتْلَىٰ tutlā okunduğu
عَلَيْهِمْ ǎleyhim kendilerine
ايَاتُنَا āyātunā ayetlerimiz
بَيِّنَاتٍ beyyinātin apaçık
تَعْرِفُ teǎ’rifu anlarsın
فِي
وُجُوهِ vucūhi yüzlerinde
الَّذِينَ elleƶīne kimselerin
كَفَرُوا keferū inkar eden
الْمُنْكَرَ l-munkera hoşnutsuzluk
يَكَادُونَ yekādūne neredeyse
يَسْطُونَ yesTūne üzerine saldıracaklar
بِالَّذِينَ bielleƶīne
يَتْلُونَ yetlūne okuyanların
عَلَيْهِمْ ǎleyhim kendilerine
ايَاتِنَا āyātinā ayetlerimizi
قُلْ ḳul de ki
أَفَأُنَبِّئُكُمْ efeunebbiukum size haber vereyim mi?
بِشَرٍّ bişerrin daha kötü bir şey
مِنْ min
ذَٰلِكُمُ ƶālikumu bundan
النَّارُ n-nāru ateş!
وَعَدَهَا veǎdehā ve onu va’detmiştir
اللَّهُ llahu Allah
الَّذِينَ elleƶīne kimselere
كَفَرُوا keferū inkar eden
وَبِئْسَ ve bi’se ve ne kötü
الْمَصِيرُ l-meSīru sondur
 
Ayet Meali

Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin ta’rifu fî vucûhillezîne keferûl munker(munkere), yekâdûne yestûne billezîne yetlûne aleyhim âyâtinâ, kul e fe unebbiukum bi şerrin min zâlikum, en nâr(nâru), vaadehallâhullezîne keferû, ve bi’sel masîr(masîru).



Elmalı Hamdi Yazır

Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman, o kâfirlerin yüzlerinden inkârlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldıracaklar. De ki: «Şimdi size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi? O, ateştir. Allah bunu kâfir olanlara vaad buyurdu. O ne kötü bir dönüş yeridir.»



Diyanet
Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar. De ki: Size bundan (bu öfke ve huzursuzluğunuzdan) daha kötüsünü bildireyim mi? Cehennem! Allah, onu kâfirlere (ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur!



Ahmed Hulusi
Onlara âyetlerimiz apaçık kanıtlar hâlinde tilâvet edildiğinde, hakikat bilgisini inkâr edenlerin yüzlerinde inkârı, reddi görürsün! Neredeyse, delillerimizi kendilerine bildirenlere saldırıp çullanacaklar... De ki: "Size ondan daha kötüsünü haber vereyim mi? Ateş (sizi yakacak olan)! Allâh, onu hakikat bilgisini inkâr edenlere vadetmiştir... O ne kötü dönüş yeridir!"



Yaşar Nuri Öztürk
Onlara açık seçik ayetlerimiz okunduğunda, o küfre sapanların yüzlerinde bir hoşnutsuzluk/yadsıma görürsün. Kendilerine ayetlerimizi okuyanlara saldıracak olurlar. De ki: "Size şu yaptığınızdan daha kötü bir şey haber vereyim mi: Ateş! Allah onu inkârcılara vaat etmiştir. Ne kötü dönüş yeridir o!"



Muhammed Esed
Kendilerine apaçık mesajlarımız okunduğu zaman, hakkı inkara şartlanmış olanların yüzündeki inkarcı tavrı hemen fark edebilirsin; kendilerine mesajlarımızı okuyanlara neredeyse saldıracak gibidirler! De ki: "Peki, size şimdi hissettiklerinizden daha vahim olanı haber vereyim mi? Bu (Ahiret Günü´nün) ateşidir ki Allah onu hakkı inkara şartlanmış olanlara vaad etmiştir; varılacak ne kötü bir sondur o!"



Edip Yüksel
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, inkârcıların yüzünde inkârcılığı okursun. Kendilerine ayetlerimizi okuyanların üzerine neredeyse saldıracaklardır. De ki: "Bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Ateş! ALLAH onu kafirlere vaadetmiştir. Ne kötü bir sonuçtur!"



Mustafa İslamoğlu
Ve ne zaman kendilerine hakikatin apaçık belgeleri olan ayetlerimiz okunsa, inkarda direnenlerin suratlarındaki inkarı hemen fark edersin. Öyle ki, neredeyse ayetlerimizi okuyanlara saldıracak gibidirler: De ki: "Bakın, sizi bundan daha beter (kızdıracak) bir haber vereyim mi: O, Allah’ın inkarda ısrar edenlere vaat ettiği ateştir; o ne berbat bir son duraktır!"



Hakkı Yılmaz
Ve kendilerine âyetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman, Allah’ın ilâhlığını ve küfretmiş; rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimselerin yüzlerinde, vahiy ve ortak kabul ile kötülüğü, çirkinliği kabul edilen şeyleri tanırsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyan kimselere saldıracaklar. De ki: “Peki, size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş! Allah Ateş’i kâfirlere; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere vaat etti. O, ne kötü bir dönüş yeridir!”