KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     28 : 77   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَابْتَغِ vebteği ve iste (ara)
فِيمَا fīmā içinde
اتَاكَ ātāke sana verdiği
اللَّهُ llahu Allah’ın
الدَّارَ d-dāra yurdunu
الْاخِرَةَ l-āḣirate ahiret
وَلَا ve lā ve
تَنْسَ tense unutma
نَصِيبَكَ neSībeke nasibini
مِنَ mine -dan
الدُّنْيَا d-dunyā dünya-
وَأَحْسِنْ ve eHsin ve iyilik et
كَمَا kemā gibi
أَحْسَنَ eHsene iyilik ettiği
اللَّهُ llahu Allah’ın
إِلَيْكَ ileyke sana
وَلَا ve lā ve
تَبْغِ tebği isteme
الْفَسَادَ l-fesāde bozgunculuk
فِي
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzünde
إِنَّ inne çünkü
اللَّهَ llahe Allah
لَا
يُحِبُّ yuHibbu sevmez
الْمُفْسِدِينَ l-mufsidīne bozguncuları
 
Ayet Meali

Vebtegı fîmâ âtâkellâhud dârel âhırete ve lâ tense nasîbekemined dunyâ ve ahsin kemâ ahsenallâhu ileyke ve lâ tebgıl fesâde fîl ard(ardı), innallâhe lâ yuhıbbul mufsidîn(mufsidîne).



Elmalı Hamdi Yazır

«Allah´ın sana verdiğinden (O´nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah´ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.»



Diyanet
Allah´ın sana verdiğinden (O´nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.



Ahmed Hulusi
"Allâh`ın sana verdiklerinden, gelecek yurdunu (kazandıracaklarını) iste, dünyadan da nasibini unutma! Allâh sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsan et! Yeryüzünde bozgunculuk yapma! Muhakkak ki Allâh bozgunculuk yapanları sevmez!"



Yaşar Nuri Öztürk
"Allah´ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah´ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah´ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez."



Muhammed Esed
Öyleyse, Allah´ın sana verdiklerinden yararlanarak yalnızca ahiret yurdunda (iyi bir yer tutmanın) yolunu ara; bu arada, pek tabii, bu dünyadaki nasibini de unutma; ve Allah nasıl sana iyilikte bulunduysa, sen de (başkalarına) öyle iyilikte bulun; ve sakın yeryüzünde bozgunculuk, karışıklık çıkarmaya çalışma: çünkü, şüphesiz, Allah bozguncuları sevmez!" dedikleri zaman,



Edip Yüksel
"ALLAH’ın sana verdiği nimetlerle, dünyadaki payını unutmadan ahiret yurdunu ara. ALLAH sana nasıl iyilikte bulunmuşsa sen de iyilikte bulun. Yeryüzünde bozgunculuk yapmayı arama. ALLAH bozguncuları sevmez."



Mustafa İslamoğlu
Gel sen Allah’ın sana verdiklerini doğru yolda harcayarak ahiret yurdunun (mutluluğunu) ara, üstelik dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana iyilikte bulunduğu gibi, sen de (başkalarına) iyilik yap ve sakın ola yeryüzünde haddi aşarak bozgunculuk edeyim deme: çünkü Allah bozguncuları asla sevmez!"



Hakkı Yılmaz
(76,77)Şüphesiz Karun, Mûsâ’nın toplumundan idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, şüphesiz onun anahtarları güçlü kuvvetli bir topluluğa ağır gelirdi. Bir zaman toplumu ona demişti ki: “Şımarma! Şüphesiz ki Allah şımarıkları sevmez. Ve Allah’ın sana verdiğinde âhiret yurdunu iste. Dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun. Ve yeryüzünde bozgunculuğu isteme. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.”