KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     28 : 9   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَقَالَتِ ve ḳāleti ve dedi ki
امْرَأَتُ mraetu karısı
فِرْعَوْنَ fir’ǎvne Fir’avn’ın
قُرَّتُ ḳurratu aydınlığı
عَيْنٍ ǎynin göz
لِي bana da
وَلَكَ veleke ve sana da
لَا
تَقْتُلُوهُ teḳtulūhu onu öldürmeyin
عَسَىٰ ǎsā belki
أَنْ en diye
يَنْفَعَنَا yenfeǎnā bize yararı dokunur
أَوْ ev ya da
نَتَّخِذَهُ netteḣiƶehu onu ediniriz
وَلَدًا veleden evlad
وَهُمْ ve hum ve onlar
لَا
يَشْعُرُونَ yeş’ǔrūne anlamıyorlardı
 
Ayet Meali

Ve kâletimraetu fir’avne kurretu aynin lî ve lek(leke), lâ taktulûhu asâ en yenfeanâ ev nettehızehu veleden ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Firavun´un karısı (sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına), «İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlad ediniriz» dedi. Halbuki onlar işin sonunu sezemiyorlardı.



Diyanet
Firavun´un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.



Ahmed Hulusi
Firavun`un karısı dedi ki: "Benim için de senin için de göz aydınlığıdır (bu çocuk). Onu öldürmeyin! Umulur ki bize faydalı olur yahut Onu evlat ediniriz"... Onlar (işin) farkında değillerdi.



Yaşar Nuri Öztürk
Firavun´un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.



Muhammed Esed
Ve Firavun´un karısı, (Firavun´a): "(Bu çocuk) hem benim hem de senin için neşe kaynağı (olabilir)!" dedi, "Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur; yahut o´nu evlat edinebiliriz!" Ve (pek tabii, bunları konuşurken, olacak olanlardan) haberleri yoktu.



Edip Yüksel
Firavunun karısı, "Gözümüz aydın olsun. Onu öldürme. Belki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz." Hiçbir şeyden haberleri yoktu.



Mustafa İslamoğlu
Firavun’un karısı "İşte, benim için de senin için de bir göz aydınlığı!" dedi, "Onu öldürmeyin; bakarsın bize bir yararı dokunur ya da onu evlatlık edinebiliriz." Ama berikiler, (olacakların) asla farkında değildiler.



Hakkı Yılmaz
Ve Firavun’un karısı: “Benim ve senin için göz aydınlığı! Onu katletmeyin; Musa’yı diğer israiloğulları çocukları gibi niteliksiz; eğitimsiz- öğretimsiz, mesleksiz bırakmayın”, belki bize bir yararı dokunur, ya da o’nu evlat ediniriz” dedi. Ve onlar, işin farkında olmuyorlar.