KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     3 : 179   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
مَا
كَانَ kāne değildir
اللَّهُ llahu Allah
لِيَذَرَ liyeƶera bırakacak
الْمُؤْمِنِينَ l-mu'minīne mü’minleri
عَلَىٰ ǎlā (şu) üzerinde
مَا bulunduğunuz
أَنْتُمْ entum sizin
عَلَيْهِ ǎleyhi (hal) üzere
حَتَّىٰ Hattā kadar
يَمِيزَ yemīze ayırıncaya
الْخَبِيثَ l-ḣabīṧe pis olanı
مِنَ mine -den
الطَّيِّبِ T-Tayyibi temiz-
وَمَا ve mā
كَانَ kāne ve değildir
اللَّهُ llahu Allah
لِيُطْلِعَكُمْ liyuTliǎkum sizi vâkıf kılacak
عَلَى ǎlā üzerine
الْغَيْبِ l-ğaybi gayb
وَلَٰكِنَّ velākinne fakat
اللَّهَ llahe Allah
يَجْتَبِي yectebī seçer
مِنْ min -nden
رُسُلِهِ rusulihi elçileri-
مَنْ men kimi
يَشَاءُ yeşā'u diliyorsa
فَامِنُوا fe āminū o halde inanın
بِاللَّهِ billahi Allah’a
وَرُسُلِهِ ve rusulihi ve elçilerine
وَإِنْ ve in eğer
تُؤْمِنُوا tu'minū inanır
وَتَتَّقُوا ve tetteḳū ve korunursanız
فَلَكُمْ felekum sizin için vardır
أَجْرٌ ecrun bir mükafat
عَظِيمٌ ǎZīmun büyük
 
Ayet Meali

Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).”



Elmalı Hamdi Yazır

Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir). O halde Allah´a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır.



Diyanet
Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah´a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.



Ahmed Hulusi
Allâh, iman edenleri olduğu gibi bırakmayacaktır. Pis ile temizi ayıracaktır. Allâh sizleri gayba (Zât`ına) erdirecek değildir. Ne var ki, Rasûllerinden dilediğini seçer (size göre gayb olanı bildirmek isterse). Öyle ise, Allâh Esmâ`sının tüm âlemleri ve hakikatinizi var ettiğine ve Rasûllerine (bu bilgiyi size açıklamak için irsâl ettiklerine) iman edin. Eğer iman eder ve korunursanız, aziym mükâfata erersiniz.



Yaşar Nuri Öztürk
Allah, müminleri şu üzerinde bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden ayıracaktır. Allah sizi gaybı bilir duruma da getirmeyecektir. Şu var ki Allah, resullerinden dilediğini seçer. O halde Allah´a ve resullerine inanın. Eğer inanır, korunursanız sizin için büyük bir ödül vardır.



Muhammed Esed
(Ey hakikati inkar edenler!) Müminlerin sizin hayat tarzınıza uymalarına göz yummak, Allah´ın istediği bir şey değildir: Sonunda Allah iyiyi kötüden ayıracaktır. Ve Allah, insan idrakini aşan şeyleri kavrama gücünü size verecek değildir: (Bunun için) Allah, elçileri arasından dilediğini seçer. Öyleyse Allah´a ve elçilerine inanın; zira eğer O´na inanır ve O´na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız o zaman bilin ki, sizi muhteşem bir karşılık beklemektedir.



Edip Yüksel
ALLAH gerçeği onaylayanları şu içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değil. İyiyi kötüden ayıracaktır. ALLAH size geleceği bildirecek de değil. Fakat ALLAH elçilerinden dilediğini seçer. ALLAH’ı ve elçilerini onaylayın. Gerçeği onaylayıp erdemli davranırsanız size büyük bir ödül var.



Mustafa İslamoğlu
(Ey Kafirler!) Allah, mü’minleri, sizin yaşadığınız hayat tarzı üzere bırakacak değildir; nihayet Allah iyiyi kötüden ayıracaktır. Allah gaybı size bildirecek de değildir; fakat Allah (bu amaçla) elçilerinden dilediğini seçer. Şu halde Allah’a ve elçilerine inanın; zira eğer iman eder ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, işte o zaman sizi muazzam bir karşılık bekler.



Hakkı Yılmaz
Allah, murdar olanı temiz olandan ayırt edinceye kadar mü’minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz şey üzerinde bırakacak değildir. Allah sizleri görülmeyen, duyulmayan, sezilmeyen, geçmiş, gelecek üzerine bilgilenen biri yapacak da değildir. Velâkin Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah’a ve Elçisi’ne iman edin. Ve eğer iman eder ve Allah’ın koruması altına girerseniz, işte o zaman sizin için çok büyük bir karşılık vardır.