KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     33 : 50   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey
النَّبِيُّ n-nebiyyu peygamber
إِنَّا innā şüphesiz biz
أَحْلَلْنَا eHlelnā helal kıldık
لَكَ leke sana
أَزْوَاجَكَ ezvāceke eşlerini
اللَّاتِي l-lātī
اتَيْتَ āteyte verdiğin
أُجُورَهُنَّ ucūrahunne ücretlerini (mehirlerini)
وَمَا ve mā ve
مَلَكَتْ meleket bulunanları
يَمِينُكَ yemīnuke elinde
مِمَّا mimmā -nden
أَفَاءَ efā'e ganimet verdiği-
اللَّهُ llahu Allah’ın
عَلَيْكَ ǎleyke sana
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını
عَمِّكَ ǎmmike amcanın
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını
عَمَّاتِكَ ǎmmātike halalarının
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını
خَالِكَ ḣālike dayının
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını
خَالَاتِكَ ḣālātike teyzelerinin
اللَّاتِي l-lātī
هَاجَرْنَ hācerne hicret eden
مَعَكَ meǎke seninle beraber
وَامْرَأَةً vemraeten ve kadını
مُؤْمِنَةً mu'mineten inanmış
إِنْ in eğer
وَهَبَتْ vehebet hibe ederse
نَفْسَهَا nefsehā kendisini
لِلنَّبِيِّ linnebiyyi peygambere
إِنْ in eğer
أَرَادَ erāde dilediyse
النَّبِيُّ n-nebiyyu peygamberi
أَنْ en
يَسْتَنْكِحَهَا yestenkiHahā kendisini nikahlamayı
خَالِصَةً ḣāliSaten mahsus olarak
لَكَ leke sana
مِنْ min
دُونِ dūni dışında
الْمُؤْمِنِينَ l-mu'minīne mü’minlerin
قَدْ ḳad elbette
عَلِمْنَا ǎlimnā biz biliyoruz
مَا şeyi
فَرَضْنَا feraDnā gerekli kıldığımız
عَلَيْهِمْ ǎleyhim onlara
فِي hakkında
أَزْوَاجِهِمْ ezvācihim eşleri
وَمَا ve mā ve
مَلَكَتْ meleket bulunanlar
أَيْمَانُهُمْ eymānuhum ellerinin
لِكَيْلَا likeylā için
يَكُونَ yekūne olmaması
عَلَيْكَ ǎleyke sana
حَرَجٌ Haracun bir zorluk
وَكَانَ ve kāne ve
اللَّهُ llahu Allah
غَفُورًا ğafūran çok bağışlayan
رَحِيمًا raHīmen çok esirgeyendir
 
Ayet Meali

Yâ eyyuhen nebiyyu innâ ahlelnâ leke ezvâcekelletî âteyte ucûrehunne ve mâ meleket yemînuke mimmâ efâallâhu aleyke ve benâti ammike ve benâti ammâtike ve benâti hâlike ve benâti halâtikellâtî hâcerne meâk(meâke), vemreeten mu’mineten in vehebet nefsehâ lin nebiyyi in erâden nebiyyu en yestenkihahâ hâlisaten leke min dûnil mu’minîn(mu’minîne), kad alimnâ mâ faradnâ aleyhim fî ezvâcihim ve mâ meleket eymânuhum li keylâ yekûne aleyke harac(haracun), ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen).



Elmalı Hamdi Yazır

Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah´ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.



Diyanet
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah´ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.



Ahmed Hulusi
Ey Nebi! Muhakkak ki biz sana mehrlerini verdiğin eşlerini, Allâh`ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin mâlik olduklarını (cariyeleri) ve seninle beraber hicret eden; amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını; bir de eğer kendini O Nebi`ye hibe etmiş, O Nebi de onunla evlenmeyi dilemiş ise, iman etmiş bir kadını, diğer iman etmişler dışında sana özel olarak helal kıldık... Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz ettiğimizi mutlaka biliyoruz... Sana, bir vebal düşüncesi olmasın diye (bu hükümleri açıkladık)... Allâh Ğafûr`dur, Rahıym`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah´ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber´e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr´dur, Rahîm´dir.



Muhammed Esed
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah´ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Ve seninle birlikte (Yesrib´e) göç etmiş olan amcalarının ve halalarının kızlarını, dayılarının ve teyzelerinin kızlarını; ve kendilerini Peygamber´e özgür iradeleriyle teklif eden, Peygamber´in de almak istediği mümin kadınları (da sana helal kıldık): (bu sonuncusu) yalnız sana özgü bir imtiyazdır, öteki müminler için değil, (zaten) onlara eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda yapmaları gerekeni bildirdik. (Ve) artık sen (gereksiz) bir endişeye kapılmamalısın, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.



Edip Yüksel
Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH’ın sana bağışladığı sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduğun, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini gerçeği onaylayanlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve sözleşmelileri hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.



Mustafa İslamoğlu
Sen ey Peygamber! Biz sana mehir bedellerini verdiğin eşlerini; savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunan kimseleri; seninle birlikte göç etmiş bulunan amca ve hala kızlarını, dayı ve teyze kızlarını; ve kendilerini Peygamber’e (mehir bedeli istemeksizin) sunan ve peygamberin de kendilerini nikahlamayı kabul ettiği mü’min kadınları -ki bu yalnızca sana hastır, diğer mü’minler için değildir- helal kıldık. Doğrusu onlara eşleri ve sağ elleri altında bulunanlar konusundaki talimatlarımızı bilmekteyiz; ne ki bununla amaçlanan, senin zor durumda kalmamandır: zaten Allah tarifsiz bir bağışlayıcıdır, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.



Hakkı Yılmaz
Ey Peygamber! Şüphesiz Biz, mehirlerini* verdiğin eşlerini, Allah’ın ganimet olarak sana verdiklerinden, sözleşme ile malik olduğunu/savaş esirlerinden himayene verilmiş bayanları, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları ve kendisini Peygamber’e hibe eden Peygamber’in de nikâhlamak istediği Mü’min kadını –mü’minlerin seviyesinden aşağı olmak üzere ve sadece sana özgü olarak– sana helal kıldık. Biz kendi eşleri ve sözleşmelerinin malik oldukları şeyler* konusunda senin dışındaki mü’minlere neyi farz kıldığımızı kesinlikle bildik, daha önce açıkladık. Bu durum; sana özgü olarak getirilen çok eşlilik ve diğer özel maddeler, senin için bir güçlük olmasın diyedir. Ve Allah, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, engin merhamet sahibidir.