KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     35 : 40   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
قُلْ ḳul de ki
أَرَأَيْتُمْ eraeytum siz gördünüz mü?
شُرَكَاءَكُمُ şurakā'ekumu ortaklarınızı
الَّذِينَ elleƶīne
تَدْعُونَ ted’ǔne yalvardığınız
مِنْ min
دُونِ dūni başka
اللَّهِ llahi Allah’tan
أَرُونِي erūnī bana gösterin
مَاذَا māƶā hangi şeyi?
خَلَقُوا ḣaleḳū yarattılar
مِنَ mine -den
الْأَرْضِ l-erDi yer-
أَمْ em yoksa
لَهُمْ lehum onların var (mı?)
شِرْكٌ şirkun ortaklıkları
فِي
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde
أَمْ em yoksa
اتَيْنَاهُمْ āteynāhum biz onlara verdik de
كِتَابًا kitāben bir Kitap
فَهُمْ fehum onlar da
عَلَىٰ ǎlā üzerindeler
بَيِّنَتٍ beyyinetin bir delil
مِنْهُ minhu ondan
بَلْ bel hayır
إِنْ in
يَعِدُ yeǐdu va’detmiyorlar
الظَّالِمُونَ Z-Zālimūne o zalimler
بَعْضُهُمْ beǎ’Duhum birbirlerine
بَعْضًا beǎ’Dan birbirlerine
إِلَّا illā başka bir şey
غُرُورًا ğurūran aldatmakdan
 
Ayet Meali

Kul ereeytum şurekâekumullezîne ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi), erûnî mâzâ halakû minel ardı em lehum şirkun fîs semâvât(semâvâti), em âteynâhum kitâben fe hum alâ beyyinetin minh(minhu), bel in yaıduz zâlimûne ba’duhum ba’dan illâ gurûrâ(gurûran).



Elmalı Hamdi Yazır

De ki: «Gördünüz ya, Allah´ı bırakıp da tapmakta olduğunuz ortaklarınızı! Gösterin bana, yer yüzünden neyi yaratmışlardır?» Yoksa onların gök yüzünde bir ortaklığı mı var? Yoksa biz kendilerine bir kitap vermişiz de ondan bir delil üzerinde mi bulunuyorlar? Hayır o zalimler, birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar.



Diyanet
De ki: Allah´ı bırakıp da taptığınız, ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana! Onlar yerdeki hangi şeyi yarattılar! Yoksa onların göklerde mi bir ortaklıkları var! Yahut biz onlara, (bu hususta) bir kitap mı verdik de onlar, o kitaptaki bir delile dayanıyorlar? Hayır! O zalimler birbirlerine, aldatmadan başka bir şey vâdetmiyorlar.



Ahmed Hulusi
De ki: "Allâh dûnunda tapındığınız ortaklarınızı - dostlarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, arzdan ne yarattılar (bedeninizde ne tasarrufları oldu)?"... Yoksa onların semâlarda bir ortaklığı mı var (bilinç dünyanıza farklı bir kendini bilme hâli mi oluşturdular siz kendinizi beden kabullenirken)? Yoksa kendilerine hakikat bilgisi (kitap) verdik de onlar ondan bir açık delil üzere midirler? Bilakis, zâlimler birbirlerine aldanıştan başka bir şey vadetmezler.



Yaşar Nuri Öztürk
De ki: "Allah´ın berisinden yakardığınız şu ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana topraktan neyi yarattı onlar!" Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa onlara bir kitap verdik de kendileri o kitaptan bir kanıt üzerinde midirler? Hayır, zalimler birbirlerine aldanıştan/aldatıştan başka hiçbir şey vaat etmezler.



Muhammed Esed
De ki: "Allah´a ortak koştuğunuz varlıkları ve güçleri (ve) Allah´tan başka yalvarıp yakardıklarınızı (gerçekten) hiç düşündünüz mü? Bana onların yeryüzünde ne yarattıklarını gösterin; yoksa onların gökler(in yönetimin)de bir katkıları mı var (sanıyorsunuz)?" Onlara (görüşlerini destekleyici) bir kanıt olarak kullanabilecekleri bir ilahi vahiy mi gönderdik? Hayır! Zalimlerin birbirleri hakkında besledikleri (ümitler), hayalden öteye geçmez.



Edip Yüksel
De ki: "ALLAH’ın dışında çağırdığınız ortaklarınızı düşündünüz mü; onlar yeryüzünde neyi yaratmışlar bana gösterin?" Yoksa onların gökte bir ortaklıkları mı var? Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Doğrusu, zalimler birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler.



Mustafa İslamoğlu
De ki: "Hiç Allah’ı bırakıp da yalvarıp yakardığınız varlıklar olan şu şirk nesneleriniz hakkında kafa yordunuz mu? Bana gösterin bakayım, yeryüzünde neyi yaratmışlar? Yoksa onların gökler(in yönetimin)de bir payı mı var? Veyahut onlara bir vahiy indirdik de, kendileri delil olarak ona mı dayanıyorlar?Asla! bu haddini bilmezler, birbirlerine sadece aldanış vaad ediyorlar.



Hakkı Yılmaz
De ki: “Allah’ın astlarından yakarıp durduğunuz ortak koştuğunuz kimseleri hiç düşündünüz mü? Gösterin bana, yeryüzünden neyi oluşturmuşlar? Ya da onlar için göklerde bir ortaklık mı var? Ya da Biz kendilerine bir kitap vermişiz de onlar, ondan bir delil üzerinde midirler?” Tam tersi, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler, birbirlerine, aldatmadan başka bir vaatte bulunmuyorlar.