KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     39 : 68   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَنُفِخَ ve nufiḣa ve üflenir
فِي
الصُّورِ S-Sūri Sur’a
فَصَعِقَ feSaǐḳa sonra ölür (bayılır)
مَنْ men olanlar
فِي
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde
وَمَنْ ve men ve olanlar
فِي
الْأَرْضِ l-erDi yerde
إِلَّا illā dışında
مَنْ men kimseler
شَاءَ şā'e dilediği
اللَّهُ llahu Allah’ın
ثُمَّ ṧumme sonra
نُفِخَ nufiḣa üflenir
فِيهِ fīhi ona
أُخْرَىٰ uḣrā bir daha
فَإِذَا fe iƶā birden
هُمْ hum onlar
قِيَامٌ ḳiyāmun kalkmış
يَنْظُرُونَ yenZurūne bakıyorlardır
 
Ayet Meali

Ve nufiha fîs sûri fe saıka men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır. Ancak Allah´ın dilediği müstesna. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır.



Diyanet
Sûr´a üflenince, Allah´ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!



Ahmed Hulusi
Sur`a üflenmiştir! Bu yüzden, Allâh`ın dilediği müstesna, semâlarda ve arzda kim varsa çarpılıp baygınlık geçirmektedir... Sonra ona ikinci (defa) nefholundu; işte onlar ayaklanmışlar bakıyorlar.



Yaşar Nuri Öztürk
Sura üflenmiştir; Allah´ın dilediği kimseler dışında göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yere yıkılmıştır. Sonra sura bir daha üflenmiştir. İşte hepsi ayağa kalkmış bakıyorlar.



Muhammed Esed
(O Gün hesap) suru üflenecek; ve yerde, gökte ne varsa hepsi, Allah´ın (hariç tutmak) istedikleri dışında, düşüp bayılacaklar. Sonra sur yeniden üflenecek; işte o zaman (yargı kürsüsü önünde) duranlar (hakikati) görmeye başlayacaklar!



Edip Yüksel
Boruya üflenir üflenmez göklerde ve yerde kim varsa, ALLAH’ın diledikleri hariç kendinden geçip bayılırlar. Sonra ona tekrar üflenir de onlar ayağa kalkıp bakışırlar.



Mustafa İslamoğlu
Ve sura üflenecek: derken Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde bulunan herkes dehşetten çarpılmışçasına düşüp bayılacaktır. Sonra sura bir daha üflenecek: işte o zaman onlar yerlerinden doğrulup (gerçeği) görecekler.



Hakkı Yılmaz
Ve sûra üflenmiştir* de Allah’ın dilediği hariç, göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılıvermiştir. Sonra ona başka bir daha üflenmiştir de onlar kalkmışlar karşıda bakıp duruyorlar.