KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     42 : 28   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَهُوَ ve huve ve O’dur
الَّذِي lleƶī
يُنَزِّلُ yunezzilu indiren
الْغَيْثَ l-ğayṧe yağmuru
مِنْ min
بَعْدِ beǎ’di sonra
مَا
قَنَطُوا ḳaneTū umutlarını kestikten
وَيَنْشُرُ ve yenşuru ve yayan
رَحْمَتَهُ raHmetehu rahmetini
وَهُوَ ve huve ve O
الْوَلِيُّ l-veliyyu velidir
الْحَمِيدُ l-Hamīdu övülmüştür
 
Ayet Meali

Ve huvellezî yunezzilul gayse min ba’di mâ kanetû ve yenşuru rahmeteh(rahmetehu), ve huvel velîyyul hamîd(hamîdu).



Elmalı Hamdi Yazır

İnsanlar ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan O´dur. Övülmeye layık olan gerçek dost O´dur.



Diyanet
O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır.



Ahmed Hulusi
O, onlar (kulları) ümit kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır... O, Veliyy`dir, Hamiyd`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
O odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar. Velî´dir O, Hamîd´dir.



Muhammed Esed
O, (insanlar) bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve (bu suretle) rahmetini sergileyendir; çünkü (insanların) koruyucusu yalnız O´dur, hamd O´na mahsustur.



Edip Yüksel
Umutlarını kesmelerinden sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. O, Övgüye Layık bir Dosttur.



Mustafa İslamoğlu
Ve O, (insanlar) tüm umutlarını yitirdikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar: zira O’dur (insanların) gerçek velisi, hamd O’na mahsustur.



Hakkı Yılmaz
Ve O, insanlar ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. Ve O, övülmeye lâyık olandır, yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakındır.