KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     44 : 29   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَمَا fe mā
بَكَتْ beket ağlamadı
عَلَيْهِمُ ǎleyhimu onlara
السَّمَاءُ s-semāu gök
وَالْأَرْضُ vel’erDu ve yer
وَمَا ve mā ve
كَانُوا kānū olmadılar
مُنْظَرِينَ munZerīne fırsat verilenlerden
 
Ayet Meali

Fe mâ beket aleyhimus semâu vel ardu ve mâ kânû munzarîn(munzarîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.



Diyanet
Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.



Ahmed Hulusi
Onlara (bedensellikte boğulanlara) semâ ve arz ağlamadı ve onlar nazar edilenlerden olmadılar.



Yaşar Nuri Öztürk
Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!



Muhammed Esed
onlara ne gök ne de yer ağladı ve ne de bir mühlet verildi.



Edip Yüksel
Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.



Mustafa İslamoğlu
Ne gök ağladı onlara, ne de yer; ve ne de cezaları ertelendi.



Hakkı Yılmaz
İşte, gök ve yeryüzü onların üzerine ağlamadı. Onlar, süre tanınanlar da olmadı.