KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     45 : 21   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أَمْ em yoksa
حَسِبَ Hasibe sandılar (mı ki?)
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
اجْتَرَحُوا cteraHū işleyen
السَّيِّئَاتِ s-seyyiāti kötülükleri
أَنْ en
نَجْعَلَهُمْ nec’ǎlehum onları yapacağımızı
كَالَّذِينَ kālleƶīne kimseler gibi
امَنُوا āmenū inanan
وَعَمِلُوا ve ǎmilū ve yapan
الصَّالِحَاتِ S-SāliHāti iyi ameller
سَوَاءً sevā'en bir olacak (öyle mi?)
مَحْيَاهُمْ meHyāhum yaşamaları
وَمَمَاتُهُمْ ve memātuhum ve ölümleri
سَاءَ sā'e ne kötü
مَا
يَحْكُمُونَ yeHkumūne hüküm veriyorlar
 
Ayet Meali

Em hasibellezînecterahûs seyyiâti en nec’alehum kellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti sevâen mahyâhum ve memâtuhum, sâe mâ yahkumûn(yahkumûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Yoksa, kötülük işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde kendilerini, iman edip iyi ameller işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!



Diyanet
Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!



Ahmed Hulusi
Yoksa kötülükleri kazananlar, kendilerini, iman edip imanın gereğini uygulayanlarla aynı kılacağımızı; hayatlarında ve mematlarında eşit (tutacağımızı) mi sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!



Yaşar Nuri Öztürk
Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!



Muhammed Esed
Kötülük işleyenlere gelince: onlar kendilerini hayatlarında ve ölümlerinde, iman edip doğru ve yararlı işler yapanlarla aynı yere koyacağımızı mı sanırlar? Onların yargıları ne kadar da kötü!



Edip Yüksel
Kötülükleri işleyen kimseler, dirildiklerinde ve ölümlerinde, kendilerini, gerçeği onaylayıp erdemli davrananlarla bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!



Mustafa İslamoğlu
Yoksa kötülüğün peşinde seğirten tipler, kendilerini -hayatlarında olsun ölümlerinde olsun- iman edip erdemli davrananlarla aynı kefeye koyacağımızı mı sandılar? Ne berbat akıl yürütüyorlar!



Hakkı Yılmaz
Yoksa kötülükleri işleyen o kimseler, kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler gibi yapacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!