KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     58 : 7   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أَلَمْ elem
تَرَ tera görmedin mi?
أَنَّ enne şüphesiz
اللَّهَ llahe Allah
يَعْلَمُ yeǎ’lemu bilir
مَا olanı
فِي
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde
وَمَا ve mā ve olanı
فِي
الْأَرْضِ l-erDi yerde
مَا
يَكُونُ yekūnu olmaz ki
مِنْ min hiç
نَجْوَىٰ necvā gizli konuşan
ثَلَاثَةٍ ṧelāṧetin üç kişi
إِلَّا illā mutlaka
هُوَ huve O’dur
رَابِعُهُمْ rābiǔhum dördüncüleri
وَلَا ve lā ve olmasa
خَمْسَةٍ ḣamsetin beş kişi
إِلَّا illā mutlaka
هُوَ huve O’dur
سَادِسُهُمْ sādisuhum altıncıları
وَلَا ve lā ve olmasa
أَدْنَىٰ ednā daha az
مِنْ min -ndan
ذَٰلِكَ ƶālike bu-
وَلَا ve lā ve olmasa
أَكْثَرَ ekṧera daha çok
إِلَّا illā mutlaka
هُوَ huve O
مَعَهُمْ meǎhum onlarla beraberdir
أَيْنَ eyne nerede
مَا
كَانُوا kānū bulunsalar
ثُمَّ ṧumme sonra
يُنَبِّئُهُمْ yunebbiuhum onlara haber verir
بِمَا bimā şeyleri
عَمِلُوا ǎmilū yaptıkları
يَوْمَ yevme günü
الْقِيَامَةِ l-ḳiyāmeti kıyamet
إِنَّ inne çünkü
اللَّهَ llahe Allah
بِكُلِّ bikulli her
شَيْءٍ şey'in şeyi
عَلِيمٌ ǎlīmun bilendir
 
Ayet Meali

E lem tere ennellâhe ya’lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), mâ yekûnu min necvâ selâsetin illâ huve râbiuhum ve lâ hamsetin illâ huve sâdisuhum ve lâ ednâ min zâlike ve lâ eksere illâ huve me’ahum eyne mâ kânû, summe yunebbiuhum bi mâ amilû yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innellâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Göklerde ve yerde olanları, Allah´ın bildiğini görmüyor musunuz? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O´dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O´dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.



Diyanet
Göklerde ve yerde olanları Allah´ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O´dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O´dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.



Ahmed Hulusi
Anlamaz mısın Allâh, semâlarda ne var ve arzda ne varsa bilir! Üç (kişi aralarında) fısıldaşmaya görsün, onlarda dördüncü O`dur... Beş (kişi fısıldaşacak) olsalar, onlarda altıncı O`dur... Bundan daha az da olsalar, daha çok da olsalar; nerede olursa olsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir (Esmâ`sıyla, "yok"ken var kıldığı için - Mâiyet sırrı)! Sonra kıyamet sürecinde yaptıklarını (açığa çıkaran olarak) kendilerinde haber verir! Muhakkak ki Allâh Bi-küllî şey`in (şey`in Esmâ`sıyla hakikati olarak) Bilen`idir.



Yaşar Nuri Öztürk
Görmez misin ki Allah, göklerde olanları da yeryüzünde olanları da bilir. Üç kişi, aralarında fısıldaşmaya görsün, dördüncüleri O´dur; beş kişi fısıldaşmaya görsün altıncıları O´dur. Bundan az da olsalar çok da olsalar, O mutlaka onlarla beraberdir; nerede bulunurlarsa bulunsunlar. Sonra onlara, yapıp ettiklerini kıyamet günü haber verecektir. Allah her şeyi bilmektedir.



Muhammed Esed
(Ey İnsanoğlu!) Göklerde ve yerde olan her şeyi Allah´ın bildiğinden haberin yok mu? Aralarında gizli gizli konuşan her üç kişinin dördüncüsü mutlaka O´dur ve her beş kişinin altıncısı; ister daha az isterse çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar O´nsuz olamazlar. Ama sonunda, Kıyamet Günü, Allah, yaptıklarını onlara gösterecektir çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir.



Edip Yüksel
ALLAH’ın göklerde ve yerde olan her şeyi bildiğini anlamaz mısın? Üç kişi gizli konuşsa, mutlaka O onların dördüncüsüdür. Beş kişi olsalar, mutlaka O onların altıncısıdır. İster bundan az veya çok ve nerede olursa olsunlar, O onlarla beraberdir. Sonra diriliş gününde onlara yaptıklarını haber verir. ALLAH her şeyi Bilendir.*



Mustafa İslamoğlu
(Ey muhatab!) Görmedin mi ki Allah, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir? Gizli görüşme yapan üç kişi yoktur ki dördüncüleri O olmasın; ve(ya) beş kişi yoktur ki altıncıları O olmasın: ister bundan daha az ister daha çok olsun; nerede olurlarsa olsunlar, illa ki O kendileriyle beraberdir. En sonunda Kıyamet Günü, yapıp ettiklerini onlara bir bir haber verecektir: şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.



Hakkı Yılmaz
Göklerde olan şeyleri ve yeryüzünde olan şeyleri, Allah’ın bildiğini görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde O, kesinlikle dördüncüleridir. Beşte de O, kesinlikle altıncılarıdır. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar O, kesinlikle onlarla beraberdir. Sonra kıyâmet günü onlara yaptıkları şeyleri haber verecektir. Şüphesiz Allah, her şeyi en iyi bilendir.