KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     6 : 91   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَمَا ve mā
قَدَرُوا ḳaderū tanıyamadılar
اللَّهَ llahe Allah’ı
حَقَّ Haḳḳa hakkıyla
قَدْرِهِ ḳadrihi O’nun kadrini
إِذْ zira
قَالُوا ḳālū dediler
مَا
أَنْزَلَ enzele indirmedi
اللَّهُ llahu Allah
عَلَىٰ ǎlā üzerine
بَشَرٍ beşerin insan
مِنْ min
شَيْءٍ şey'in bir şey
قُلْ ḳul de ki
مَنْ men kim
أَنْزَلَ enzele indirdi
الْكِتَابَ l-kitābe Kitabı
الَّذِي lleƶī o ki
جَاءَ cā'e getirdi
بِهِ bihi onu
مُوسَىٰ mūsā Musa
نُورًا nūran nur olarak
وَهُدًى ve huden ve yol gösterici olarak
لِلنَّاسِ linnāsi insanlara
تَجْعَلُونَهُ tec’ǎlūnehu siz onu haline getirip
قَرَاطِيسَ ḳarāTīse parça parça kağıtlar
تُبْدُونَهَا tubdūnehā gösteriyorsunuz
وَتُخْفُونَ ve tuḣfūne ve gizliyorsunuz
كَثِيرًا keṧīran çoğunu da
وَعُلِّمْتُمْ ve ǔllimtum ve size öğretildiği
مَا şeylerin
لَمْ lem
تَعْلَمُوا teǎ’lemū bilmediği
أَنْتُمْ entum ne sizin
وَلَا ve lā
ابَاؤُكُمْ ābā'ukum ne de babalarınızın
قُلِ ḳuli de ki
اللَّهُ llahu Alah
ثُمَّ ṧumme sonra
ذَرْهُمْ ƶerhum bırak onları
فِي
خَوْضِهِمْ ḣavDihim daldıkları bataklıkta
يَلْعَبُونَ yel’ǎbūne oynayadursunlar
 
Ayet Meali

Ve mâ kaderûllâhe hakka kadrihî iz kâlû mâ enzelallâhualâ beşerin min şey(şey’in), kul men enzelel kitâbellezî câe bihî mûsâ nûren ve huden lin nâsi tec’alûnehu karâtîse tubdûnehâ ve tuhfûne kesîrâ(kesîran), ve ullimtum mâ lem ta’lemû entum ve lâ âbâukum, kulillâhu summe zerhum fî havdıhim yel’abûn(yel’abûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Onlar: «Allah insanlara hiçbir şey göndermemiştir» demekle, Allah´ı gereği gibi tanıyamadılar. De ki: Musa´nın insanlara aydınlık ve hidayet olmak üzere getirdiği, sizin parça parça kâğıtlara çevirdiğiniz, bir kısmını belli ettiğiniz, birçoğunu gizlediğiniz; sizinle babalarınızın, sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitab´ı kim gönderdi? (Onlara karşı sen) «Allah» de. Sonra onları bırak, boş laflara dalarak oyalansınlar.



Diyanet
(Yahudiler) Allah´ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü «Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi» dediler. De ki: Öyle ise Musa´nın insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiği Kitab´ı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler (Kur´an´da) size öğretilmiştir. (Resûlüm) sen «Allah» de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!



Ahmed Hulusi
Allâh`ı hakkıyla takdir edemediler... "Allâh, hiçbir beşere bir şey inzâl etmemiştir" demekle! De ki: "Musa`nın hakikatinden insanlar için Nûr ve Hüda olarak getirdiği Kitabı (BİLGİyi) kim inzâl etti? Siz Onu (BİLGİyi) kâğıtlar haline getirip gösteriyorsunuz, birçoğu (BİLGİyi de) gizliyorsunuz... Oysa ne sizin ne de babalarınızın bildiği şeyler öğretildi size!"... "Allâh" de, sonra bırak onları daldıklarında oynayıp dursunlar!



Yaşar Nuri Öztürk
Allah´ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Çünkü, "Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir." dediler. De ki "Mûsa´nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği Kitap´ı kim indirdi? Siz o Kitap´ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi." "Allah" de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar.



Muhammed Esed
Nitekim onlar, "Allah insana hiçbir şey vahyetmemiştir!" derken Allahı gereği gibi kavramadıklarını göstermişlerdir. De ki: "Kim indirdi Musanın insanlara bir ışık ve rehber olarak getirdiği ve sizin (sırf) kağıt parçaları olarak gördüğünüzü, (o kadar) çok gizlediğiniz halde bir gösteri aracı yaptığınız o ilahi kelamı? Halbuki (onunla) size ne sizin ne de atalarınızın bilmediği şeyler öğretilmişti." "Allah (o ilahi kelamı vahyetmiştir)!" de; ve sonra da bırak, onlar boş laflarla oyalanıp dursunlar.



Edip Yüksel
"ALLAH hiçbir insana bir şey indirmez" demekle ALLAH’ı gereği gibi değerlendirmediler. De ki: "Halka bir hidayet ve ışık olarak Musa’nın getirdiği kitabı kim indirdi –ki göstermek için onu kağıtlara yazdığınız halde çoğunu gizliyordunuz. Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyleri onun yoluyla öğrendiniz–?" "ALLAH" de ve onları daldıkları sapıklıkta bırak, oynayadursunlar.



Mustafa İslamoğlu
Onlar "Allah hiç bir insana hiç bir şey indirmemiştir" derken Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. De ki: "Kim indirdi Musa’nın insanlara bir ışık ve rehber olarak getirdiği ve sizin papirüs parçalarına dönüştürdüğünüz, çok gizlediğiniz halde sadece gösteriye açtığınız, sizin ve atalarınızın bilmediği birçok şeyi kendisi sayesinde öğrendiğiniz kitabı?" "Allah’tır!" diye cevap ver! Sonra da bırak, daldıkları boş laflarla oyalanıp dursunlar.



Hakkı Yılmaz
Ve onlar, “Allah, hiçbir beşere bir şey göndermemiştir” demekle, Allah’ı hakkıyla takdir edemediler/gereği gibi tanıyamadılar. De ki: “Mûsâ’nın insanlara aydınlık ve kılavuz olmak üzere getirdiği, sizin parça parça yazı malzemeleri yaptığınız, bir kısmını belli ettiğiniz, birçoğunu gizlediğiniz; siz ve atalarınızın, sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitab’ı kim indirdi?” Sen, de ki: “Allah!” Sonra onları boş uğraşlarında oynar hâlde bırak.