KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     60 : 1   

 Ayete Git
بسم اللَّه الرحمن الرحيم

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
امَنُوا āmenū inanan(lar)
لَا
تَتَّخِذُوا tetteḣiƶū edinmeyin
عَدُوِّي ǎduvvī benim düşmanımı
وَعَدُوَّكُمْ ve ǎduvve kum ve sizin düşmanınızı
أَوْلِيَاءَ evliyā'e dostlar
تُلْقُونَ tulḳūne siz iletiyorsunuz
إِلَيْهِمْ ileyhim onlara
بِالْمَوَدَّةِ bil-meveddeti sevgi
وَقَدْ veḳad halbuki
كَفَرُوا keferū onlar inkar ettiler
بِمَا bimā şeyi
جَاءَكُمْ cā'ekum size gelen
مِنَ mine -tan
الْحَقِّ l-Haḳḳi hak-
يُخْرِجُونَ yuḣricūne (yurdunuzdan) çıkardılar
الرَّسُولَ r-rasūle Elçiyi
وَإِيَّاكُمْ ve iyyākum ve sizi
أَنْ en dolayı
تُؤْمِنُوا tu'minū inandığınızdan
بِاللَّهِ billahi Allah’a
رَبِّكُمْ rabbikum Rabbiniz
إِنْ in eğer
كُنْتُمْ kuntum iseniz
خَرَجْتُمْ ḣaractum çıkmış
جِهَادًا cihāden cihadetmek için
فِي
سَبِيلِي sebīlī benim yolumda
وَابْتِغَاءَ vebtiğā'e ve kazanmak için
مَرْضَاتِي merDātī benim rızamı
تُسِرُّونَ tusirrūne (nasıl) gizliyorsunuz
إِلَيْهِمْ ileyhim onlara
بِالْمَوَدَّةِ bil-meveddeti içinizde sevgi
وَأَنَا veenā oysa ben
أَعْلَمُ eǎ’lemu bilirim
بِمَا bimā şeyleri
أَخْفَيْتُمْ eḣfeytum sizin gizlediğiniz
وَمَا ve mā ve şeyleri
أَعْلَنْتُمْ eǎ’lentum açığa vurduğunuz
وَمَنْ ve men ve kim
يَفْعَلْهُ yef’ǎlhu bunu yaparsa
مِنْكُمْ minkum sizden
فَقَدْ feḳad elbette
ضَلَّ Delle sapmıştır
سَوَاءَ sevā'e doğru
السَّبِيلِ s-sebīli yoldan
 
Ayet Meali

Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızû aduvvî ve aduvvekum evliyâe, tulkûne ileyhim bil meveddeti ve kad keferû bi mâ câekum minel hakk(hakkı), yuhricûner resûle ve iyyâkum en tû’minû billâhi rabbikum, in kuntum harectum cihâden fî sebîlî vebtigâe merdâtî tusirrûne ileyhim bil meveddeti ve ene a’lemu bi mâ ahfeytum ve mâ a’lentum, ve men yef’alhu minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).



Elmalı Hamdi Yazır

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah´a inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.



Diyanet
Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah´a inandığınızdan dolayı Peygamber´i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.



Ahmed Hulusi
Ey iman edenler! Benim düşmanım, sizin de düşmanınız olanları velîler edinmeyin! Onlar, size Hakk`tan geleni inkâr ettikleri hâlde; Rabbiniz, Esmâ`sıyla hakikatiniz olan Allâh`a iman ettiğiniz için Rasûlü ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları hâlde, siz onlara sevginizi ilka ediyorsunuz. Eğer yolumda cihat etmek ve rızamı talep etmek için çıkmış iseniz (dost edinmeyin); oysa onlara sevginizi (içinizde) gizliyorsunuz. Ben gizlediğinizde ve açıkladığınızda olarak bilirim! Sizden kim bunu yaparsa, yolun denge noktasından gerçekten sapmıştır.



Yaşar Nuri Öztürk
Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak´tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah´a inandığınız için Peygamber´i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur.



Muhammed Esed
Siz ey imana ermiş olanlar! Size gelmiş olan bütün hakikatleri inkar eden ve (yalnızca) Rabbiniz Allah´a inandığınız için Elçi´yi ve sizi (yurtlarınızdan) süren düşmanlarımı -ki onlar aynı zamanda sizin de düşmanlarınızdır- şefkat göstererek dost edinmeyin! Eğer Benim yolumda cehd göstermek için ve Benim rızamı kazanmak arzusuyla (evlerinizden) çıkıp gitti(ği)niz (doğru) ise, onlara gizli bir şefkatle yaklaş(arak dostluk yap)mayın; çünkü hem açıktan yaptığınız hem de gizlemiş olduğunuz her şeyden tamamiyle haberdarım. Ve içinizden bunu her kim yaparsa doğru yoldan sapmış olur.



Edip Yüksel
Ey gerçeği onaylayanlar, benim düşmanımı ve sizin düşmanınızı dost edinmeyin. Size gelen gerçeği inkâr etmiş ve Rabbiniz olan ALLAH’ı onayladığınız için elçiyi ve sizi (ülkenizden) çıkarmış oldukları halde siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rızamı kazanmak için yolumda bir cihada çıktıysanız, onları nasıl gizlice sevebilirsiniz? Oysa ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da çok iyi bilirim. Sizden kim böyle davranırsa doğru yoldan sapmış olur.



Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Benim ve sizin düşmanlarınızı can dostlar edinmeyiniz! Siz onlara yürek dolusu sevgi sunuyorsunuz, ama onlar size gelen bütün hakikati kökten inkar edip Elçi’yi ve sizi, sırf Rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye sürüp çıkarıyorlar. Doğrusu sizler de, Benim davam uğruna ve rızamı kazanmak için yapılmış bir cihad sonucunda çıkmıştınız. (Ama şimdi) onlara, fıtri sevgiyi gerekçe yaparak sır veriyorsunuz; ne ki Ben sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da çok iyi bilirim: Artık sizden kim böyle yaparsa, işte o doğru yolun ortasında sapıtmış demektir.



Hakkı Yılmaz
Ey iman etmiş kimseler! Eğer Benim yolumda çaba harcamak ve Benim rızamı kazanmak için çıktınızsa, size haktan gelen şeyleri bilerek reddetdikleri /inanmadıkları hâlde, onlara sevgi ulaştırarak/onlara sevgiyi gizleyerek Bana düşman olanları ve kendinizin düşmanını yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinmeyin/onları yönetici yapmayın. Onlar, Rabbiniz Allah’a inandığınızdan dolayı Elçi’yi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Oysa Ben, sizin gizlediğiniz şeyleri ve açığa vurduğunuz şeyleri en iyi bilenim. Ve sizden kim bunu yaparsa artık o, kesinlikle yolun ta ortasından sapmıştır.