KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     7 : 157   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
الَّذِينَ elleƶīne onlar ki
يَتَّبِعُونَ yettebiǔne uyarlar
الرَّسُولَ r-rasūle o Elçi’ye
النَّبِيَّ n-nebiyye o Peygamber’e
الْأُمِّيَّ l-ummiyye ümmi
الَّذِي lleƶī
يَجِدُونَهُ yecidūnehu buldukları
مَكْتُوبًا mektūben yazılı
عِنْدَهُمْ ǐndehum yanlarında
فِي
التَّوْرَاةِ t-tevrāti Tevrat
وَالْإِنْجِيلِ vel’incīli ve İncil’de
يَأْمُرُهُمْ ye’muruhum kendilerine emreden
بِالْمَعْرُوفِ bil-meǎ’rūfi iyiliği
وَيَنْهَاهُمْ ve yenhāhum ve kendilerini meneden
عَنِ ǎni -ten
الْمُنْكَرِ l-munkeri kötülük-
وَيُحِلُّ ve yuHillu ve helal kılan
لَهُمُ lehumu onlara
الطَّيِّبَاتِ T-Tayyibāti güzel şeyleri
وَيُحَرِّمُ ve yuHarrimu ve haram kılan
عَلَيْهِمُ ǎleyhimu onlara
الْخَبَائِثَ l-ḣabāiṧe çirkin şeyleri
وَيَضَعُ ve yeDeǔ ve kaldırıp atan
عَنْهُمْ ǎnhum onlardan
إِصْرَهُمْ iSrahum ağırlıkları
وَالْأَغْلَالَ vel’eğlāle ve prangaları
الَّتِي lletī öyle ki
كَانَتْ kānet idiler
عَلَيْهِمْ ǎleyhim onların üzerinde
فَالَّذِينَ felleƶīne artık onlar
امَنُوا āmenū inananlar
بِهِ bihi O’na
وَعَزَّرُوهُ ve ǎzzerūhu ve O’na saygı gösterenler
وَنَصَرُوهُ ve neSarūhu ve O’na yardım edenler
وَاتَّبَعُوا vettebeǔ ve uyanlar
النُّورَ n-nūra nura
الَّذِي lleƶī
أُنْزِلَ unzile indirilen
مَعَهُ meǎhu O’nunla beraber
أُولَٰئِكَ ulāike işte
هُمُ humu onlar
الْمُفْلِحُونَ l-mufliHūne felaha erenlerdir
 
Ayet Meali

Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyyel ummiyyellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye’muruhum bil ma’rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhıllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum ısrahum vel aglâlelletî kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu ulâike humul muflihûn(muflihûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil´de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.



Diyanet
Yanlarındaki Tevrat ve İncil´de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber´e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber´e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr´a (Kur´an´a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.



Ahmed Hulusi
Onlar ki ellerindeki Tevrat ve İncil`de belirtilmiş O Rasûl`e, Ümmî (asıl fıtratı bozulmamış - yaratıldığı saflık üzere) Nebi`ye tâbi olurlar... Onlara, Allâh`a göre olumlu olanları emreder ve olumsuz fiilleri yasaklar; onlara temiz şeyleri helal kılar; pis, çirkin şeyleri haram eder; onlardan sırtlarındaki ağır yükü (benliklerinin getirilerini) kaldırır ve üzerlerindeki zincirleri (yüzlerini Allâh`a döndürmelerini engelleyen tüm bağlarını) çözer... İşte O`na iman eden, O`na saygı gösteren (destekleyen), O`na yardım eden ve O`nunla birlikte inzâl olunan Nûr`a (Kur`ân) tâbi olanlar var ya, işte onlardır kurtuluşa erenlerin ta kendileri!



Yaşar Nuri Öztürk
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil´de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.



Muhammed Esed
onlar ki, ellerindeki Tevratta ve (daha sonra da) İncilde tanımlanmış bulacakları Elçinin, okuması yazması olmayan Habercinin izinden gidecekler; (ve o Elçi ki) onlara yapılması doğru olanı buyurup yapılması yanlış olanı yasaklayacak; yine onlara temiz ve hoş şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram kılacak; onların sırtlarına vurulmuş yükü indirip boyunlarına geçirilmiş zincirleri çözecek. Ve sonuç olarak, ona inanan, onu yüce tutup destekleyen ve yücelerden bahşedilen ışığın ardına onunla birlikte düşenler; işte böyleleri, nihai kurtuluşa, esenliğe erişen kimseler olacak".



Edip Yüksel
Nitekim onlar yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları o elçiyi, o ümmi (Tevrat ve İncil okumamış/başkentli) peygamberi izlerler. (O peygamber) onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten meneder; onlara güzel şeyleri helal, pis şeyleri de haram kılar; üzerlerindeki ağırlıkları ve onlara vurulan prangaları kaldırıp atar. Onu onaylayanlar, ona saygı duyanlar, ona yardım edenler, kendisiyle birlikte indirilen ışığı izleyenler başarıya ulaşanlardır.*



Mustafa İslamoğlu
onlar ki, ellerinde Tevrat ve İncil’de tanıtılmış bulacakları Rasul’un, o Kitap Ehli’nden olmayan peygamberin izinden gidecekler; (o peygamber) onlara iyiliği emredip kötülükten sakındıracak, temiz ve yararlı şeyleri onlara helal kılıp pis ve zararlı şeyleri onlara yasaklayacak; sırtlarına vurulmuş olan yüklerini indirip öteden beri (özgürlüklerine) vurulan zincirleri çözecek. Sonuçta ona inanan, onu el üstünde tutup destekleyen ve ona yücelerden bahşedilen ışığın ardına onunla birlikte düşenler kurtuluşa erenler olacak.



Hakkı Yılmaz
(156,157)Allah diyor ki: “Benim azabım var; onu dilediğime dokundururum, rahmetim de var; o ise her şeyi kuşatmıştır. Onu da özellikle Allah’ın koruması altına girenlere, zekâtını;* vergisini verenlere ve âyetlerimize inananlara; kendilerine iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine serbestleştiren, kirli, pis ve kötü şeyleri de üzerlerine yasaklayan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren, yanlarındaki Tevrât ve İncîl’de yazılmış bulacakları Anakentli/ Mekkeli Peygamber, o Elçi’ye uyan kimselere yazacağım. O hâlde, O’na iman eden, O’na kuvvetle saygı gösteren, O’na yardımcı olan ve O’nun ile birlikte indirilen nûru izleyen kimseler var ya, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”