KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     7 : 30   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَرِيقًا ferīḳan bir topluluğu
هَدَىٰ hedā doğru yola iletti
وَفَرِيقًا ve ferīḳan ve bir topluluğa da
حَقَّ Haḳḳa hak oldu
عَلَيْهِمُ ǎleyhimu üzerlerine
الضَّلَالَةُ D-Delāletu sapıklık
إِنَّهُمُ innehumu çünkü onlar
اتَّخَذُوا tteḣaƶū tuttular
الشَّيَاطِينَ ş-şeyāTīne şeytanları
أَوْلِيَاءَ evliyā'e dostlar
مِنْ min
دُونِ dūni başka
اللَّهِ llahi Allah’tan
وَيَحْسَبُونَ veyeHsebūne ve sanıyorlar
أَنَّهُمْ ennehum kendilerinin de
مُهْتَدُونَ muhtedūne doğru yolda olduklarını
 
Ayet Meali

Ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâletu, innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne).



Elmalı Hamdi Yazır

(O) bir topluluğu doğru yola iletti, bir topluluğa da sapıklık hak oldu. Çünkü onlar, şeytanları Allah´tan başka dostlar tuttular ve kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar.



Diyanet
O, bir gurubu doğru yola iletti, bir guruba da sapıklık müstehak oldu. Çünkü onlar Allah´ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar.



Ahmed Hulusi
Bir kısmınıza hidâyet etti, bir kısmınız üzerine de dalâlet hak oldu! Muhakkak ki onlar (dalâlet hak olanlar), Allâh`ı bırakıp şeytanları (saptıranları) dostlar edindiler... Sanıyorlar ki kendileri hidâyet üzeredirler!



Yaşar Nuri Öztürk
Bir kısmını iyiye ve güzele kılavuzladı, bir kısmının üzerine de sapıklık hak oldu. Onlar, Allah´ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar.



Muhammed Esed
O, (sizden) bazılarını doğru yola yönelterek onurlandıracak; ama bazıları(nız) için de doğru yoldan sapmak kaçınılmaz olacak: Çünkü, bakın, onlar Allahı bırakıp (kendi) kötü dürtülerini kendilerine dost edinecekler, hem de böylelikle doğru yolu bulmuş olduklarını sanarak!"



Edip Yüksel
Bir grubu doğru yola iletti, bir grup da sapıklığı hak etti. Onlar, sapkınları ALLAH’tan başka dostlar edindiler ama kendilerini doğru yolda sanıyorlar.



Mustafa İslamoğlu
O, bazılarını doğru yola sevk edecek; fakat bazıları için de doğru yoldan sapmak kaçınılmaz hale gelecek: Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytan(i duyguların)ın hakimiyetine girecek; üstelik doğru yolu bulduklarını sanarak...



Hakkı Yılmaz
Bir grubu doğru yola iletti, bir gruba da sapıklık hak oldu; onlar, şeytânları, Allah’ın astlarından, yol gösteren, yardım eden ve koruyan yakınlar edindiler ve kendilerinin de kesinlikle kılavuzlanan doğru yolda olduklarını sanıyorlar.