KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Şin-Mim-Lam      ش م ل 

to include, contain, conceive, comprise, comprehend. shimaal (pl. shamaa'il) - left, norths.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 12 kez geçiyor.

Gövde(ler)

8 kez شِّمَال
2 kez شَمَائِل
2 kez ٱشْتَمَلَتْ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


شِّمَال
[HyperLink1] 18:17     الشِّمَالِ     ş-şimāli     sola doğru
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَتَرَى الشَّمْسَ إِذَا طَلَعَتْ تَزَاوَرُ عَنْ كَهْفِهِمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَتْ تَقْرِضُهُمْ ذَاتَ الشِّمَالِ وَهُمْ فِي فَجْوَةٍ مِنْهُ ۚ ذَٰلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ ۗ مَنْ يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِ ۖ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ وَلِيًّا مُرْشِدًا

Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).

Güneş´i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah´ın mucizelerindendir. Allah´ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın.
 


شِّمَال
[HyperLink1] 18:18     الشِّمَالِ     ş-şimāli     sollarına
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَتَحْسَبُهُمْ أَيْقَاظًا وَهُمْ رُقُودٌ ۚ وَنُقَلِّبُهُمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَذَاتَ الشِّمَالِ ۖ وَكَلْبُهُمْ بَاسِطٌ ذِرَاعَيْهِ بِالْوَصِيدِ ۚ لَوِ اطَّلَعْتَ عَلَيْهِمْ لَوَلَّيْتَ مِنْهُمْ فِرَارًا وَلَمُلِئْتَ مِنْهُمْ رُعْبًا

Ve tahsebuhum eykâzan ve hum rukûd(rukûdun), ve nukallibuhum zâtel yemîni ve zâteş şimâl(şimâli), ve kelbuhum bâsitun zirâayhi bil vasîd(vasîdi), levittala´te aleyhim le velleyte minhum firâren ve le muli´te minhum ru´bâ(ru´ben).

Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. Onların durumunu görseydin kesinlikle onlardan yüz çevirip kaçırdın. Ve onlardan içinde mutlaka korku doldurulurdu.
 


شِّمَال
[HyperLink1] 34:15     وَشِمَالٍ     ve şimālin     ve soldan
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

لَقَدْ كَانَ لِسَبَإٍ فِي مَسْكَنِهِمْ آيَةٌ ۖ جَنَّتَانِ عَنْ يَمِينٍ وَشِمَالٍ ۖ كُلُوا مِنْ رِزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُ ۚ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ

Lekad kâne li sebein fî meskenihim âyeh(âyetun), cennetâni an yemînin ve şimâl(şimâlin), kulû min rızkı rabbikum veşkurû leh(lehu), beldetun tayyibetun ve rabbun gafûr(gafûrun).

Yemin olsun, Sebe´ için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O´na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...
 


شِّمَال
[HyperLink1] 50:17     الشِّمَالِ     ş-şimāli     solunda
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ

İz yetelakkâl mutelakkîyâni anil yemîni ve aniş şimâli kaîdun.

Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır.
 


شِّمَال
[HyperLink1] 56:41     الشِّمَالِ     ş-şimāli     solun
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ

Ve ashâbuş şimâli mâ ashâbuş şimâl(şimâli).

Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?
 


شِّمَال
[HyperLink1] 56:41     الشِّمَالِ     ş-şimāli     solun
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ

Ve ashâbuş şimâli mâ ashâbuş şimâl(şimâli).

Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?
 


شِّمَال
[HyperLink1] 69:25     بِشِمَالِهِ     bişimālihi     sol tarafından
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيَهْ

Ve emmâ men ûtiye kitâbehu bi şimâlihî fe yekûlu yâ leytenî lem ûte kitâbiyeh.

Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!"
 


شِّمَال
[HyperLink1] 70:37     الشِّمَالِ     ş-şimāli     soldan
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزِينَ

Anil yemîni ve aniş şimâli ızîn(ızîne).

Sağdan ve soldan parçalar halinde.
 


شَمَائِل
[HyperLink1] 7:17     شَمَائِلِهِمْ     şemāilihim     sollarından
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

ثُمَّ لَآتِيَنَّهُمْ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَنْ شَمَائِلِهِمْ ۖ وَلَا تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ

Summe le âtiyennehum min beyni eydîhim ve min halfihim ve an eymânihim ve an şemâilihim, ve lâ tecidu ekserehum şâkirîn(şâkirîne).

"Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. Bir çoklarını şükreder bulamayacaksın."
 


شَمَائِل
[HyperLink1] 16:48     وَالشَّمَائِلِ     ve şşemāili     ve soldan
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَىٰ مَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ يَتَفَيَّأُ ظِلَالُهُ عَنِ الْيَمِينِ وَالشَّمَائِلِ سُجَّدًا لِلَّهِ وَهُمْ دَاخِرُونَ

E ve lem yerev ilâ mâ halakallâhu min şey’in yetefeyyeu zilâluhu anil yemîni veş şemâili succeden lillâhi ve hum dâhırûn(dâhırûne).

Bakıp görmediler mi, Allah´ın yarattığı şeylerin gölgeleri bile, sağ ve sollarından boyunları bükük bir halde, Allah için secdelere kapanarak dönüyor.
 


ٱشْتَمَلَتْ
[HyperLink1] 6:143     اشْتَمَلَتْ     ştemelet     bulunan(yavru)ları mı
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Dişil, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

ثَمَانِيَةَ أَزْوَاجٍ ۖ مِنَ الضَّأْنِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْمَعْزِ اثْنَيْنِ ۗ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الْأُنْثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الْأُنْثَيَيْنِ ۖ نَبِّئُونِي بِعِلْمٍ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ

Semâniyete ezvâc(ezvâcin), minad da’nisneyni ve minel ma’zisneyn(ma’zisneyni), kul âz zekereyni harreme emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhâmul unseyeyn(unseyeyni), nebbiûnî bi ilmin in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).

Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden de iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin."
 


ٱشْتَمَلَتْ
[HyperLink1] 6:144     اشْتَمَلَتْ     ştemelet     bulunan(yavru)ları mı
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Dişil, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

وَمِنَ الْإِبِلِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْبَقَرِ اثْنَيْنِ ۗ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الْأُنْثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الْأُنْثَيَيْنِ ۖ أَمْ كُنْتُمْ شُهَدَاءَ إِذْ وَصَّاكُمُ اللَّهُ بِهَٰذَا ۚ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا لِيُضِلَّ النَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

Ve minel ibilisneyni ve minel bakarisneyn(bakarisneyni), kul âz zekereyni harreme emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhâmul unseyeyn(unseyeyni), em kuntum şuhedâe iz vassâkumullâhu bi hâzâ, fe men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben li yudillen nâse bi gayri ilm(ilmin), innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerince kuşatılanı mı? Yoksa Allah size bunu önerirken siz de tanıklık mı ediyordunuz?" İlim dışı bir şekilde insanları şaşırtmak için yalan düzüp Allah´a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Allah, zulme sapan bir topluluğa kılavuzluk etmiyor.