جَبَّار
5:22
جَبَّارِينَ
cebbārīne
zorba
Sıfat
Eril, Çoğul
Mansûb İsim
قَالُوا يَا مُوسَىٰ إِنَّ فِيهَا قَوْمًا جَبَّارِينَ وَإِنَّا لَنْ نَدْخُلَهَا حَتَّىٰ يَخْرُجُوا مِنْهَا فَإِنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا فَإِنَّا دَاخِلُونَ
Kâlû yâ mûsâ inne fîhâ kavmen cebbârîn(cebbârîne), ve innâ len nedhulehâ hattâ yahrucû minhâ, fe in yahrucû minhâ fe innâ dâhılûn(dâhılûne).
Şöyle dediler: "Ey Mûsa, orada zorbalardan oluşan bir toplum var. Onlar ordan çıkıncaya kadar biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer çıkarlarsa o zaman gireceğiz."
|
جَبَّار
11:59
جَبَّارٍ
cebbārin
zorbanın
Sıfat
Eril, Tekil
Mecrûr İsim
Belirsiz
وَتِلْكَ عَادٌ ۖ جَحَدُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ وَعَصَوْا رُسُلَهُ وَاتَّبَعُوا أَمْرَ كُلِّ جَبَّارٍ عَنِيدٍ
Ve tilke âdun cehadû bi âyâti rabbihim ve asav rusulehu vettebeû emre kulli cebbârin anîd(anîdin).
İşte buydu Âd. Rablerinin ayetlerine kafa tuttular, O´nun resullerine isyan ettiler. Ve her inatçı zorbanın emrine uydular.
|
جَبَّار
14:15
جَبَّارٍ
cebbārin
zorba
Sıfat
Eril, Tekil
Mecrûr İsim
Belirsiz
وَاسْتَفْتَحُوا وَخَابَ كُلُّ جَبَّارٍ عَنِيدٍ
Vesteftehû ve hâbe kullu cebbârin anîd(anîdin).
Ve Allah´tan fetih istediler. Ve her inatçı zorba perişan oldu.
|
جَبَّار
40:35
جَبَّارٍ
cebbārin
zorbanın
Sıfat
Eril, Tekil
Mecrûr İsim
Belirsiz
الَّذِينَ يُجَادِلُونَ فِي آيَاتِ اللَّهِ بِغَيْرِ سُلْطَانٍ أَتَاهُمْ ۖ كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللَّهِ وَعِنْدَ الَّذِينَ آمَنُوا ۚ كَذَٰلِكَ يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ قَلْبِ مُتَكَبِّرٍ جَبَّارٍ
Ellezîne yucâdilûne fî âyâtillâhi bi gayri sultânin etâhum, kebure makten indallâhi ve indellezîne âmenû, kezâlike yatbaullâhu alâ kulli kalbi mutekebbirin cebbâr(cebbârin).
Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah´ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.
|
جَبَّار
59:23
الْجَبَّارُ
l-cebbāru
Cebbâr’dır (istediğini zorla yaptıran)
Sıfat
Eril, Tekil
Merfû` İsim
هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir(mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).
Öyle Allah ki O, ilah yok O´ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir, arınmıştır.
|
جَبَّار
19:14
جَبَّارًا
cebbāran
baş kaldıran
İsim
Eril, Tekil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَبَرًّا بِوَالِدَيْهِ وَلَمْ يَكُنْ جَبَّارًا عَصِيًّا
Ve berren bi vâlideyhi ve lem yekun cebbâren asıyyâ(asıyyen).
Ana-babasına iyilik eden biriydi; zorba, isyancı biri değil.
|
جَبَّار
19:32
جَبَّارًا
cebbāran
bir zorba
İsim
Eril, Tekil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَبَرًّا بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّارًا شَقِيًّا
Ve berren bi vâlidetî ve lem yec’alnî cebbâren şakıyyâ(şakıyyen).
"Anneme iyilik etmemi önerdi. Beni zorba bir eşkıya yapmadı."
|
جَبَّار
26:130
جَبَّارِينَ
cebbārīne
zorbalar gibi
İsim
Eril, Çoğul
Mansûb İsim
وَإِذَا بَطَشْتُمْ بَطَشْتُمْ جَبَّارِينَ
Ve izâ betaştum betaştum cebbârîn(cebbârîne).
"Yakaladığınız vakit zorbaca yakalıyorsunuz?"
|
جَبَّار
28:19
جَبَّارًا
cebbāran
bir zorba
İsim
Eril, Tekil
Mansûb İsim
Belirsiz
فَلَمَّا أَنْ أَرَادَ أَنْ يَبْطِشَ بِالَّذِي هُوَ عَدُوٌّ لَهُمَا قَالَ يَا مُوسَىٰ أَتُرِيدُ أَنْ تَقْتُلَنِي كَمَا قَتَلْتَ نَفْسًا بِالْأَمْسِ ۖ إِنْ تُرِيدُ إِلَّا أَنْ تَكُونَ جَبَّارًا فِي الْأَرْضِ وَمَا تُرِيدُ أَنْ تَكُونَ مِنَ الْمُصْلِحِينَ
Fe lemmâ en erâde en yabtışe billezî huve aduvvun lehumâ kâle yâ mûsâ e turîdu en taktulenî kemâ katelte nefsen bil emsi in turîdu illâ en tekûne cebbâren fîl ardı ve mâ turîdu en tekûne minel muslihîn(muslihîne).
Mûsa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o şöyle dedi: "Dün bir adamı öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde zorba olmaktan başka bir şey istemiyorsun. Barışseverlerden olmak gibi bir niyetin yok."
|
جَبَّار
50:45
بِجَبَّارٍ
bicebbārin
bir zorlayıcı
İsim
Eril, Tekil
Mecrûr İsim
Belirsiz
نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ ۖ وَمَا أَنْتَ عَلَيْهِمْ بِجَبَّارٍ ۖ فَذَكِّرْ بِالْقُرْآنِ مَنْ يَخَافُ وَعِيدِ
Nahnu a’lemu bi mâ yekûlûne ve mâ ente aleyhim bi cebbârin fe zekkir bil kur’âni men yehâfu vaîdi.
Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur´an´la öğüt ver.
|