KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Lam-Vav-Ha      ل و ح 

To change colour, become visible, gleam/shine, light up, scorching one, broad table or plate, tablet.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 6 kez geçiyor.

Gövde(ler)

5 kez لَوْح
1 kez لَوَّاحَة

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


لَوْح
[HyperLink1] 7:145     الْأَلْوَاحِ     l-elvāHi     levhalara
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

وَكَتَبْنَا لَهُ فِي الْأَلْوَاحِ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْعِظَةً وَتَفْصِيلًا لِكُلِّ شَيْءٍ فَخُذْهَا بِقُوَّةٍ وَأْمُرْ قَوْمَكَ يَأْخُذُوا بِأَحْسَنِهَا ۚ سَأُرِيكُمْ دَارَ الْفَاسِقِينَ

Ve ketebnâ lehu fîl elvâhı min kulli şey’in mev’ızaten ve tafsîlen li kulli şey’in fe huzhâ bi kuvvetin ve’mur kavmeke ye’huzû bi ahsenihâ seurîkum dârel fâsikîn(fâsikîne).

Biz Musa için levhalarla herşeyi yazdık: Öğüt olarak, herşeyin ayrıntısı olarak. "Kuvvetle tut bunları ve emret toplumuna da onları en güzel şekliyle tutsunlar. Fasıklar yurdunu göstereceğim size."
 


لَوْح
[HyperLink1] 7:150     الْأَلْوَاحَ     l-elvāHa     levhaları
 
İsim         Eril, Çoğul    Mansûb İsim    
    

وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونِي مِنْ بَعْدِي ۖ أَعَجِلْتُمْ أَمْرَ رَبِّكُمْ ۖ وَأَلْقَى الْأَلْوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأْسِ أَخِيهِ يَجُرُّهُ إِلَيْهِ ۚ قَالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونِي وَكَادُوا يَقْتُلُونَنِي فَلَا تُشْمِتْ بِيَ الْأَعْدَاءَ وَلَا تَجْعَلْنِي مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ

Ve lemmâ recea mûsâ ilâ kavmihî gadbâne esifen kâle bi’semâ haleftumûnî min ba’dî, e aciltum emre rabbikum, ve elkal elvâha ve ehaze bi re’si ahîhi yecurruhû ileyh(ileyhi), kâlebne umme innel kavmestad’afûnî ve kâdû yaktulûnenî fe lâ tuşmit biyel a’dâe ve lâ tec’alnî meal kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: "Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi? Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: "Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma."
 


لَوْح
[HyperLink1] 7:154     الْأَلْوَاحَ     l-elvāHa     levhaları
 
İsim         Eril, Çoğul    Mansûb İsim    
    

وَلَمَّا سَكَتَ عَنْ مُوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الْأَلْوَاحَ ۖ وَفِي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ

Ve lemmâ sekete an mûsel gadabu ehazel elvâh(elvâha), ve fî nushatihâ huden ve rahmetun lillezîne hum li rabbihim yerhebûn(yerhebûne).

Öfke, Musa´yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı.
 


لَوْح
[HyperLink1] 54:13     أَلْوَاحٍ     elvāHin     tahtalarla
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

وَحَمَلْنَاهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلْوَاحٍ وَدُسُرٍ

Ve hamelnâhu alâ zâti elvâhın ve dusur(dusurin).

Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde.
 


لَوْح
[HyperLink1] 85:22     لَوْحٍ     levHin     bir levhadadır
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

فِي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ

Fî levhın mahfûz(mahfûzın).

Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfûz´dadır.
 


لَوَّاحَة
[HyperLink1] 74:29     لَوَّاحَةٌ     levvāHatun     yakar kavurur
 
İsim         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

لَوَّاحَةٌ لِلْبَشَرِ

Levvâhatun lil beşer(beşeri).

İnsan için tablolar/levhalar/ekranlar sunandır o.