 | *** Açıklamalar için lütfen tıklayınız! Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.  Türkçe okunuşlarda... ' : kesik ses ā : uzun "a" sesi verir. ū : uzun "u" sesi verir. ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir. ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir. ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir. ḣ : Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir. ṧ : Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir. H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir. S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir. ḳ : Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir. ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir. T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir. Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir. D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir. |
Arapça Okunuş | Türkçe Okunuş | Kelime Meali | Kökü |
وَهُوَ | ve huve | ve O’dur | |
الَّذِي | lleƶī | ki | |
أَنْشَأَ | enşee | yaratan | |
جَنَّاتٍ | cennātin | bahçeleri | |
مَعْرُوشَاتٍ | meǎ’rūşātin | çardaklı | |
وَغَيْرَ | ve ğayra | ve | |
مَعْرُوشَاتٍ | meǎ’rūşātin | çardaksız | |
وَالنَّخْلَ | ve nneḣle | hurma(ları) | |
وَالزَّرْعَ | ve zzer’ǎ | ve ekin(ler)i | |
مُخْتَلِفًا | muḣtelifen | çeşit çeşit | |
أُكُلُهُ | ukuluhu | ürünleri | |
وَالزَّيْتُونَ | ve zzeytūne | ve zeytinleri | |
وَالرُّمَّانَ | ve rrummāne | ve narları | |
مُتَشَابِهًا | muteşābihen | birbirine benzer | |
وَغَيْرَ | ve ğayra | | |
مُتَشَابِهٍ | muteşābihin | ve benzemez | |
كُلُوا | kulū | yeyin | |
مِنْ | min | -ndan | |
ثَمَرِهِ | ṧemerihi | meyvası- | |
إِذَا | iƶā | zaman | |
أَثْمَرَ | eṧmera | meyva verdiği | |
وَاتُوا | ve ātū | ve verin | |
حَقَّهُ | Haḳḳahu | hakkını (sadakasını) | |
يَوْمَ | yevme | günü | |
حَصَادِهِ | HaSādihi | hasat | |
وَلَا | ve lā | ve asla | |
تُسْرِفُوا | tusrifū | israf etmeyin | |
إِنَّهُ | innehu | çünkü O | |
لَا | lā | | |
يُحِبُّ | yuHibbu | sevmez | |
الْمُسْرِفِينَ | l-musrifīne | israf edenleri | |
| | Ayet Meali |
Ve huvellezî enşee cennâtin ma’rûşâtin ve gayre ma’rûşâtin ven nahle vez zer’a muhtelifen ukuluhu vez zeytûne ver rummâne muteşâbihen ve gayre muteşâbih(muteşâbihin), kulû min semerihî izâ esmere ve âtû hakkahu yevme hasâdihî ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhibbul musrifîn(musrifîne).
Elmalı Hamdi Yazır Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O´dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekat ve sadakasını) verin; ama israf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez.
Diyanet Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O´dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. Ahmed Hulusi Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, hurmaları, yemişleri muhtelif ekinleri, zeytinleri ve narları, müteşabih ve gayrı müteşabih olarak inşa eden "HÛ"dur... O`nun ürünlerini meyve verdiğinde yiyin; hasadının gününde ise onun hakkını verin (zekât)... İsraf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez. Yaşar Nuri Öztürk Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O´dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. Muhammed Esed Zira Odur (hem) ekilip biçilen ve (hem de) kendi başına yetişen bahçeleri (var eden) , hurma ağaçlarını, çeşit çeşit mahsuller veren tarlaları, zeytin ağacını ve narı meydana getiren: (hepsi) birbirine benzer ve hepsi birbirinden çok farklıdır! Olgunlaştığında onların meyvelerinden yiyin ve (yoksullara) mahsulün toplandığı gün haklarını verin. Ve (Allahın nimetlerini) israf etmeyin: kuşkusuz O müsrifleri sevmez! Edip Yüksel Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, zeytinleri ve narları –benzer veya farklı– yaratan O’dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin ve hakkını da hasat gününde verin. Savurganlık yapmayın; O, savurganları sevmez.* Mustafa İslamoğlu Ve O’dur insan eliyle yetiştirilen ve kendi başına yetişen bahçeleri bağları, hurmagilleri, çeşit çeşit ürün veren tarlaları, biri diğerine çok benzeyen ve biri diğerinden çok farklı zeytingilleri ve narı var eden. Her biri ürün verdiğinde ürünlerinden yiyin ve hasat günü (yoksullara) haklarını verin; fakat israf etmeyin: Unutmayın ki O israfçıları sevmez. Hakkı Yılmaz Ve Allah, asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde inşa edendir. Meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de onun hakkını verin ve savurganlık yapmayın. Şüphesiz Allah, savurganlık yapanları sevmez. |
|
|
|