KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     10 : 18   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَيَعْبُدُونَ ve yeǎ’budūne ve ibadet ediyorlar
مِنْ min
دُونِ dūni bırakıp
اللَّهِ llahi Allah’ı
مَا şeylere
لَا hiç
يَضُرُّهُمْ yeDurruhum bir zararı olmayan
وَلَا ve lā ve
يَنْفَعُهُمْ yenfeǔhum yararı olmayan
وَيَقُولُونَ ve yeḳūlūne ve diyorlar ki
هَٰؤُلَاءِ hā'ulā'i bunlar
شُفَعَاؤُنَا şufeǎā'unā bizim şefaatçilerimizdir
عِنْدَ ǐnde katında
اللَّهِ llahi Allah
قُلْ ḳul de ki
أَتُنَبِّئُونَ etunebbiūne bildiriyor musunuz?
اللَّهَ llahe Allah’a
بِمَا bimā bir şeyi
لَا
يَعْلَمُ yeǎ’lemu bilmediği
فِي
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde
وَلَا ve lā ve
فِي
الْأَرْضِ l-erDi yerde
سُبْحَانَهُ subHānehu O münezzehtir
وَتَعَالَىٰ ve teǎālā ve yücedir
عَمَّا ǎmmā
يُشْرِكُونَ yuşrikūne ortak koştuklarından
 
Ayet Meali

Ve ya´budûne min dûnillâhi mâ lâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum ve yekûlûne hâulâi şufeâunâ indallâh(indallâhi), kul e tunebbiûnâllâhe bimâ lâ ya´lemu fîs semâvâti ve lâ fîl ard(ardı), subhânehu ve teâlâ ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Allah´ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve «Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir.» diyorlar. De ki, «Siz Allah´a göklerde ve yerde O´nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?» Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.



Diyanet
Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, diyorlar. De ki: «Siz Allah’a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.»



Ahmed Hulusi
Allâh dûnundakilere tapınırlar; oysa onlar ne zararı ne de faydası olmayan şeylerdir! Üstelik: "İşte bunlar Allâh indînde bizim şefaatçilerimiz" derler... De ki: "Siz, Allâh`a, semâlar ve arzda bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Subhan`dır O; onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.



Yaşar Nuri Öztürk
Allah´ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah´a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O´nun, ortak koştuklarından arınmıştır O.



Muhammed Esed
ve (ne de) Allah´la beraber, kendilerine ne bir yarar ne de zarar verebilecek durumda olmayan şeylere veya varlıklara kulluk edip (kendi kendilerine), "Bunlar bizim Allah katındaki kayırıcılarımızdır" diyen (kimse)ler!.. De ki: "Göklerde ve yerde Allah´ın bilmediği bir şeyi mi O´na haber verebileceğinizi sanıyorsunuz? (Yoo,) kudret ve egemenliğinde sınırsız olan O´dur, ve insanların O´na, ilahlığında ortak yakıştırdıkları her şeyden sonsuzcasına yücedir.



Edip Yüksel
ALLAH’ı bırakıp, kendilerine ne zarar ne de yarar veremeyenlere hizmet ediyorlar ve "Bunlar, ALLAH yanında bize şefaat edecekler" diyorlar. De ki: "ALLAH’ın göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi O’na bildiriyorsunuz? O çok yücedir, ortak koştuklarınızdan uzaktır."



Mustafa İslamoğlu
Bir de Allah’ın peşi sıra kendilerine yararı da zararı da dokunmayan varlıklara kulluk edip de, üstelik "İşte şunlar Allah katında bizim kayırıcılarımızdır" diyenler (iflah olmaz). De ki: "Yoksa siz Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey var da, onu mu haber veriyorsunuz?" O, sınırsız yüceliği ve aşkın varlığıyla, onların putlaştırdığı her şeyden beridir.



Hakkı Yılmaz
Onlar, Allah’ın astlarından, kendilerine zarar vermeyen ve kendilerine yarar sağlamayan şeylere tapıyorlar ve “Bunlar Allah katında bizim yardımcılarımız/ destekçilerimizdir” diyorlar. De ki: “Siz Allah’a göklerde ve yerde Kendisinin bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah, onların ortak koştukları şeylerin hepsinden arınıktır ve çok yücedir.