أَصْل
14:24
أَصْلُهَا
eSluhā
kökü
İsim
Eril
Merfû` İsim
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاءِ
E lem tere keyfe daraballâhu meselen kelimeten tayyibeten ke şeceretin tayyibetin asluhâ sâbitun ve fer’uhâ fis semâ(semâi).
Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer.
|
أَصْل
37:64
أَصْلِ
eSli
dibinde
İsim
Eril
Mecrûr İsim
إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ
İnnehâ şeceretun tahrucu fî aslil cahîm(cahîmi).
Cehennemin ta dibinden çıkan bir ağaçtır o.
|
أَصْل
59:5
أُصُولِهَا
uSūlihā
kökleri
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
مَا قَطَعْتُمْ مِنْ لِينَةٍ أَوْ تَرَكْتُمُوهَا قَائِمَةً عَلَىٰ أُصُولِهَا فَبِإِذْنِ اللَّهِ وَلِيُخْزِيَ الْفَاسِقِينَ
Mâ kata’tum min lînetin ev terektumûhâ kâimeten alâ usûlihâ fe bi iznillâhi ve li yuhziyel fâsikîn(fâsikîne).
Bir hurma ağacını kestiniz, yahut onu kökleri üzerine dikili bıraktınızsa, bu Allah´ın izniyledir; yoldan çıkmışları rezil etmesi içindir.
|
أَصِيل
25:5
وَأَصِيلًا
ve eSīlen
ve akşam
Zaman Zarfı
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَىٰ عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve kâlû esâtîrul evvelînektetebehâ fe hiye tumlâ aleyhi bukreten ve asîlâ(asîlen).
Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah akşam birileri tarafından yazdırılıyor."
|
أَصِيل
33:42
وَأَصِيلًا
ve eSīlen
akşam
Zaman Zarfı
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).
O´nu sabah akşam tespih edin!
|
أَصِيل
48:9
وَأَصِيلًا
ve eSīlen
ve akşam
Zaman Zarfı
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûh(tuvakkırûhu), ve tusebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).
Allah´a ve resulüne inanasınız, O´nu destekleyesiniz, O´nu yüce bilesiniz ve sabah akşam O´nu tespih edesiniz diye.
|
أَصِيل
76:25
وَأَصِيلًا
ve eSīlen
ve akşam
Zaman Zarfı
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Vezkurisme rabbike bukreten ve asîlâ(asîlen).
Rabbinin adını sabahtan da akşamdan da an!
|
أَصِيل
7:205
وَالْاصَالِ
vel’āSāli
ve akşam
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ
Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).
Rabbini, öz benliğinin içinde yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma.
|
أَصِيل
13:15
وَالْاصَالِ
vel’āSāli
akşam
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
وَلِلَّهِ يَسْجُدُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلَالُهُمْ بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ ۩
Ve lillâhi yescudu men fis semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâl(âsâli). (SECDE ÂYETİ)
Göklerde ve yerde kim varsa gölgeleriyle birlikte ister istemez ve sabah-akşam Allah´a secde eder.
|
أَصِيل
24:36
وَالْاصَالِ
vel’āSāli
ve akşam
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
فِي بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَنْ تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ
Fî buyûtin ezinallâhu en turfea ve yuzkere fîhesmuhu yusebbihu lehu fîhâ bil guduvvi vel âsâl(âsâli).
Kandil, Allah´ın yükseltilmesine ve içinde adının anılmasına izin verdiği evlerdedir. Orada sabah akşam O´nu tespih eder.
|