KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Dad-Ye-Fe      ض ي ف 

Inclined, approached, drew near to setting (said of the sun). Menstruation (said of a woman). Become a guest, refuge of someone. Become correlative to something. Correlation, or reciprocal correlation, so that one cannot be conceived in the mind without the other. Beign collected, joined, added together.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 6 kez geçiyor.

Gövde(ler)

5 kez ضَيْف
1 kez يُضَيِّفُ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


ضَيْف
[HyperLink1] 11:78     ضَيْفِي     Deyfī     konuklarım
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَجَاءَهُ قَوْمُهُ يُهْرَعُونَ إِلَيْهِ وَمِنْ قَبْلُ كَانُوا يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ ۚ قَالَ يَا قَوْمِ هَٰؤُلَاءِ بَنَاتِي هُنَّ أَطْهَرُ لَكُمْ ۖ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ فِي ضَيْفِي ۖ أَلَيْسَ مِنْكُمْ رَجُلٌ رَشِيدٌ

Ve câehu kavmuhu yuhreûne ileyhi ve min kablu kânû ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), kâle yâ kavmi hâulâi benâtî hunne etharu lekum, fettekullâhe ve lâ tuhzûni fî dayfî, e leyse minkum raculun reşîd(reşîdun).

Lût´un kavmi koşarak onun yanına geldi. Bunlar daha önce de kötülükler yapmışlardı. Lût dedi ki: "Ey toplumum! İşte şunlar kızlarım. Onlar sizin için daha temiz. Allah´tan korkun da misafirlerim önünde beni rezil etmeyin. İçinizde olgun bir adam yok mu?"
 


ضَيْف
[HyperLink1] 15:51     ضَيْفِ     Deyfi     konukları-
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَنَبِّئْهُمْ عَنْ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ

Ve nebbi’hum an dayfi ibrâhîm(ibrâhîme).

Onlara İbrahim´in misafirlerinden bahset.
 


ضَيْف
[HyperLink1] 15:68     ضَيْفِي     Deyfī     benim konuğumdur
 
İsim         Eril    Merfû` İsim    
    

قَالَ إِنَّ هَٰؤُلَاءِ ضَيْفِي فَلَا تَفْضَحُونِ

Kâle inne hâulâi dayfî fe lâ tefdahûn(tefdahûni).

Lût dedi: "Bunlar benim konuklarımdır, aman beni utandırmayın!"
 


ضَيْف
[HyperLink1] 51:24     ضَيْفِ     Deyfi     misafirlerinin
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ الْمُكْرَمِينَ

Hel etâke hadîsu dayfi ibrâhîmel mukremîn(mukremîne).

Geldi mi sana İbrahim´in ikram edilen konuklarının haberi?
 


ضَيْف
[HyperLink1] 54:37     ضَيْفِهِ     Deyfihi     onun konukları-
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَنْ ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ

Ve lekad râvedûhu an dayfihî fe tamesnâ a’yunehum fe zûkû azâbî ve nuzur(nuzuri).

Yemin olsun, Lût´un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı?
 


يُضَيِّفُ
[HyperLink1] 18:77     يُضَيِّفُوهُمَا     yuDeyyifūhumā     onları konuklamaktan
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

فَانْطَلَقَا حَتَّىٰ إِذَا أَتَيَا أَهْلَ قَرْيَةٍ اسْتَطْعَمَا أَهْلَهَا فَأَبَوْا أَنْ يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارًا يُرِيدُ أَنْ يَنْقَضَّ فَأَقَامَهُ ۖ قَالَ لَوْ شِئْتَ لَاتَّخَذْتَ عَلَيْهِ أَجْرًا

Fentalekâ, hattâ izâ eteyâ ehle karyetin istat’amâ ehlehâ fe ebev en yudayyifûhumâ fe vecedâ fîhâ cidâren yurîdu en yenkadda fe ekâmeh(ekâmehu), kâle lev şi’te lettehazte aleyhi ecrâ(ecren).

Yine yola koyuldular. Biraz sonra bir kente geldiler. Kent halkından yemek istediler, ama onlar bu ikisini konuk etmekten çekindiler. Orada, yıkılmayı bekleyen bir duvara rastladılar; genç adam tuttu onu onardı. Mûsa "İsteseydin buna karşılık bir ücret elbette alırdın." dedi.