تَعْرَىٰ
20:118
تَعْرَىٰ
teǎ’rā
çıplak kalmak
Fiil
2. şahıs, Eril, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَىٰ
İnne leke ellâ tecûa fîhâ ve lâ ta’râ.
"Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman."
|
عَرَاء
37:145
بِالْعَرَاءِ
bil-ǎrā'i
ağaçsız çıplak bir yere
İsim
Eril
Mecrûr İsim
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ
Fe nebeznâhu bil arâi ve huve sakîm(sakîmun).
Bir süre sonra onu, çıplak araziye attık. Hastalanmıştı.
|
عَرَاء
68:49
بِالْعَرَاءِ
bil-ǎrā'i
çıplak bir yere
İsim
Eril
Mecrûr İsim
لَوْلَا أَنْ تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِنْ رَبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ
Levlâ en tedârekehu ni’metun min rabbihî le nubize bil arâi ve huve mezmûm(mezmûmun).
Eğer ona, Rabbinden bir nimet ulaşmasaydı, horlanmış bir halde cascavlak bir yere atılırdı.
|