KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Ayn-Vav-Cim      ع و ج 

crooked, curvature, bent, uneven, distorted, wrap, be ill-natured, deviate, turn aside, insincerity, difficult.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 9 kez geçiyor.

Gövde(ler)

9 kez عِوَج

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


عِوَج
[HyperLink1] 3:99     عِوَجًا     ǐvecen     eğri
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ مَنْ آمَنَ تَبْغُونَهَا عِوَجًا وَأَنْتُمْ شُهَدَاءُ ۗ وَمَا اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Kul yâ ehlel kitâbi lime tesuddûne an sebîlillâhi men âmene tebgûnehâ ivecen ve entum şuhedâu ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).

Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir."
 


عِوَج
[HyperLink1] 7:45     عِوَجًا     ǐvecen     eğriltmek
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

الَّذِينَ يَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا وَهُمْ بِالْآخِرَةِ كَافِرُونَ

Ellezîne yasuddûne an sebîlillâhi ve yebgûnehâ ivecâ(ivecen) ve hum bil âhireti kâfirûn(kâfirûne).

Onlar, Allah´ın yolundan geri çevirip yolun eğri büğrüsünü isterler. Onlar ahireti de inkar edenlerdir.
 


عِوَج
[HyperLink1] 7:86     عِوَجًا     ǐvecen     eğriliğini
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَلَا تَقْعُدُوا بِكُلِّ صِرَاطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِهِ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا ۚ وَاذْكُرُوا إِذْ كُنْتُمْ قَلِيلًا فَكَثَّرَكُمْ ۖ وَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ

Ve lâ tak’udû bikulli sırâtın tû’ıdûne ve tasuddûne an sebîlillâhi men âmene bihî ve tebgûnehâ ivecen vezkurû iz kuntum kalîlen fe kesserekum vanzurû keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).

"Her yol üstünde oturup da tehdit savurarak Allah yolundan O´na inananları çevirmeyin. Yolun çarpığını isteyip durmayın. Hatırlayın ki, siz az idiniz, O sizi çoğalttı. Bir bakın, nasılmış bozguncuların sonu!
 


عِوَج
[HyperLink1] 11:19     عِوَجًا     ǐvecen     çarpıklık
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

الَّذِينَ يَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا وَهُمْ بِالْآخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ

Ellezîne yasuddûne an sebîlillâhi ve yebgûnehâ ivecâ(ivecen), ve hum bil âhıreti hum kâfirûn(kâfirûne).

O zalimler ki, Allah´ın yolundan alıkoyar, o yolu yamultmak isterler. Onlar, âhireti de inkâr ederler.
 


عِوَج
[HyperLink1] 14:3     عِوَجًا     ǐvecen     eğrilmesini
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الْآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ۚ أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ

Ellezîne yestehıbbûnel hayâted dunyâ alel âhıreti ve yasuddûne an sebîlillâhi ve yebgûnehâ ivecâ(ivecen), ulâike fî dalâlin baîd(baîdin).

Onlar ki sefil ve iğreti hayatı âhirete tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.
 


عِوَج
[HyperLink1] 18:1     عِوَجًا     ǐvecen     hiçbir eğrilik
 
İsim         Eril    Merfû` İsim    
    

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَنْزَلَ عَلَىٰ عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَهُ عِوَجًا ۜ

El hamdulillâhillezî enzele alâ abdihil kitâbe ve lem yec´al lehu ıvecâ(ıvecen).

Hamt o Allah´a ki, kuluna Kitap´ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi.
 


عِوَج
[HyperLink1] 20:107     عِوَجًا     ǐvecen     bir eğrilik
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

لَا تَرَىٰ فِيهَا عِوَجًا وَلَا أَمْتًا

Lâ terâ fîhâ ivecen ve lâ emtâ(emten).

"Yerlerinde bir eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin."
 


عِوَج
[HyperLink1] 20:108     عِوَجَ     ǐvece     hiç pürüzü olmayan
 
İsim         Eril    Mansûb İsim    
    

يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ ۖ وَخَشَعَتِ الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَٰنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا

Yevme izin yettebiûned dâıye lâ ivece leh(lehu), ve haşeatil asvâtu lir rahmâni fe lâ tesmeu illâ hemsâ(hemsen).

O gün, eğip bükmesi olmayan davetçiye uyarlar. Rahman´ın huzurunda sesler kısılır, artık bir hışıltıdan başka bir şey işitmezsiniz.
 


عِوَج
[HyperLink1] 39:28     عِوَجٍ     ǐvecin     pürüzü
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

قُرْآنًا عَرَبِيًّا غَيْرَ ذِي عِوَجٍ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

Kur’ânen arabiyyen gayre zî ivecin leallehum yettekûn(yettekûne).

Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur´an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.