KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Ha-Mim-Mim      ح م م 

To heat, become hot or very hot, melt, to be affected with fever, boiling (e.g. water). To be loyal and show affection to a companion/friend/ or object of love or passion, anxiously love or have affection for someone, Loyal/close friend/relative. yahmowm - black mountain, intensely black smoke, name of the canopy shadowing above Hell.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 21 kez geçiyor.

Gövde(ler)

20 kez حَمِيم
1 kez يَحْمُوم

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


حَمِيم
[HyperLink1] 22:19     الْحَمِيمُ     l-Hamīmu     kaynar su
 
Sıfat         Eril, Tekil    Merfû` İsim    
    

هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِنْ نَارٍ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِمُ الْحَمِيمُ

Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttıat lehum siyâbun min nâr(nârin), yusabbu min fevkı ruûsihumul hamîm(hamîmu).

İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 26:101     حَمِيمٍ     Hamīmin     sıcak
 
Sıfat         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍ

Ve lâ sadîkın hamîm(hamîmin).

Ne sıcak, samimi bir dostumuz."
 


حَمِيم
[HyperLink1] 41:34     حَمِيمٌ     Hamīmun     sıcak
 
Sıfat         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ۚ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ

Ve lâ testevîl hasenetu ve les seyyieh(seyyietu), idfa’ billetî hiye ahsenu fe izellezî beyneke ve beynehu adâvetun ke ennehu veliyyun hamîm(hamîmun).

Güzellikle çirkinlik/iyilikle kötülük bir olmaz! Kötülüğü, en güzel tavırla sav! O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 44:46     الْحَمِيمِ     l-Hamīmi     sıcak suyun
 
Sıfat         Eril, Tekil    Mecrûr İsim    
    

كَغَلْيِ الْحَمِيمِ

Ke galyil hamîm(hamîmi).

Sıcak suyun kaynaması gibi...
 


حَمِيم
[HyperLink1] 44:48     الْحَمِيمِ     l-Hamīmi     kaynar su
 
Sıfat         Eril, Tekil    Mecrûr İsim    
    

ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِهِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِيمِ

Summe subbû fevka re’sihî min azâbil hamîm(hamîmi).

"Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün!"
 


حَمِيم
[HyperLink1] 47:15     حَمِيمًا     Hamīmen     sıcak
 
Sıfat         Eril, Tekil    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ ۖ فِيهَا أَنْهَارٌ مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِنْ عَسَلٍ مُصَفًّى ۖ وَلَهُمْ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ ۖ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاءً حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءَهُمْ

Meselul cennetilletî vuidel muttekûn(muttekûne), fîhâ enhârun min mâin gayri âsin(âsinin), ve enhârun min lebenin lem yetegayyer ta’muh(ta’muhu), ve enhârun min hamrin lezzetin liş şâribîn(şâribîne), ve enhârun min aselin musaffâ(musaffen), ve lehum fîhâ min kullis semerâti ve magfiretun min rabbihim, ke men huve hâlidun fîn nâri ve sukû mâen hamîmen fe kattaa em’âehum.

Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?
 


حَمِيم
[HyperLink1] 6:70     حَمِيمٍ     Hamīmin     kaynar su-
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا ۚ وَذَكِّرْ بِهِ أَنْ تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلِيٌّ وَلَا شَفِيعٌ وَإِنْ تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لَا يُؤْخَذْ مِنْهَا ۗ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ أُبْسِلُوا بِمَا كَسَبُوا ۖ لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ

Ve zerillezînettehazû dînehum leiben ve lehven ve garrethumul hayâtud dunyâ ve zekkir bihî en tubsele nefsun bimâ kesebet, leyse lehâ min dûnillâhi veliyyun ve lâ şefî’(şefîun), ve in ta’dil kulle adlin lâ yu’haz minhâ, ulâikellezîne ubsilû bimâ kesebû, lehum şarâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur´an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 10:4     حَمِيمٍ     Hamīmin     kaynar su-
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا ۖ وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا ۚ إِنَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ بِالْقِسْطِ ۚ وَالَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ

İleyhi merciukum cemîâ(cemîan), va´dallâhi hakkâ(hakkan), innehu yebdeul halka summe yuîduhu li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti bil kıst(kıstı), vellezîne keferû lehum şerâbun min hamîmin ve azâbun elîmun bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne).

Allah´tan hak bir vaat olarak hepinizin dönüşü yalnız O´nadır. Yaratılışı başlatır, sonra yarattıklarını varlık alanına ardarda çıkarır ki, iman edip hayra ve barışa yönelik amelleri yerli yerince sergileyenleri ödüllendirsin. Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap öngörülmüştür.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 37:67     حَمِيمٍ     Hamīmin     kaynar su-
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

ثُمَّ إِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبًا مِنْ حَمِيمٍ

Summe inne lehum aleyhâ le şevben min hamîm(hamîmin).

Sonra onların, o yedikleri üzerine kaynar su karıştırılmış bir içecekleri vardır.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 38:57     حَمِيمٌ     Hamīmun     kaynar
 
İsim         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ

Hâzâ fel yezûkûhu hamiymun ve gassâk(gassâkun).

İşte burada! Hadi, tatsınlar onu: Kaynar su, kokuşmuş irin.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 40:18     حَمِيمٍ     Hamīmin     dostu
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

وَأَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْآزِفَةِ إِذِ الْقُلُوبُ لَدَى الْحَنَاجِرِ كَاظِمِينَ ۚ مَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ حَمِيمٍ وَلَا شَفِيعٍ يُطَاعُ

Ve enzirhum yevmel âzifeti izil kulûbu ledel hanâciri kâzımîn(kâzımîne), mâ liz zâlimîne min hamîmin ve lâ şefîin yutâu.

Onları, yaklaşan felaket günü hakkında uyar! Yürekler gırtlaklara dayanmıştır; habire yutkunurlar. Zalimlerin ne bir dostu vardır ne de sözü dinlenir bir şefaatçıları.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 40:72     الْحَمِيمِ     l-Hamīmi     kaynar su
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim    
    

فِي الْحَمِيمِ ثُمَّ فِي النَّارِ يُسْجَرُونَ

Fîl hamîmi summe fîn nâri yuscerûn(yuscerûne).

Kaynar suyun içine. Sonra da ateşte yakılacaklar.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 55:44     حَمِيمٍ     Hamīmin     kaynar su
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ آنٍ

Yetûfûne beynehâ ve beyne hamîmin ân(ânin).

Onlar, onunla kaynar su arasında dolaşırlar.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 56:42     وَحَمِيمٍ     ve Hamīmin     ve kaynar su
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

فِي سَمُومٍ وَحَمِيمٍ

Fî semûmin ve hamîm(hamîmin).

İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
 


حَمِيم
[HyperLink1] 56:54     الْحَمِيمِ     l-Hamīmi     kaynar su-
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim    
    

فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ

Fe şâribûne aleyhi minel hamîm(hamîmi).

Üzerine içecekler kaynar sudan,
 


حَمِيم
[HyperLink1] 56:93     حَمِيمٍ     Hamīmin     kaynar su-
 
İsim         Eril, Tekil    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

فَنُزُلٌ مِنْ حَمِيمٍ

Fe nuzulun min hamîm(hamîmin).

Kaynar sudan bir ziyafet,
 


حَمِيم
[HyperLink1] 69:35     حَمِيمٌ     Hamīmun     candan bir dost
 
İsim         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

فَلَيْسَ لَهُ الْيَوْمَ هَاهُنَا حَمِيمٌ

Fe leyse lehul yevme hâhunâ hamîm(hamîmun).

"Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur."
 


حَمِيم
[HyperLink1] 70:10     حَمِيمٌ     Hamīmun     dost
 
İsim         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا

Ve lâ yes’elu hamîmun hamîmâ(hamîmen).

En yakın dostlar birbirlerinin halini sormaz/bir dost bir dostundan bir şey isteyemez.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 70:10     حَمِيمًا     Hamīmen     dostun halini
 
İsim         Eril, Tekil    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا

Ve lâ yes’elu hamîmun hamîmâ(hamîmen).

En yakın dostlar birbirlerinin halini sormaz/bir dost bir dostundan bir şey isteyemez.
 


حَمِيم
[HyperLink1] 78:25     حَمِيمًا     Hamīmen     kaynar su
 
İsim         Eril, Tekil    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا

İllâ hamîmen ve gassâkâ(gassâkan).

Sadece kaynar su, atık su,
 


يَحْمُوم
[HyperLink1] 56:43     يَحْمُومٍ     yeHmūmin     kara duman-
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

وَظِلٍّ مِنْ يَحْمُومٍ

Ve zıllin min yahmûm(yahmûmin).

Simsiyah bir gölge altındadırlar.