KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Ha-Vav-Ra      ح و ر 

Geri dönmek

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 13 kez geçiyor.

Gövde(ler)

1 kez تَحَاوُر
5 kez حَوَارِيُّون
4 kez حُور
2 kez يُحَاوِرُ
1 kez يَحُورَ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


تَحَاوُر
[HyperLink1] 58:1     تَحَاوُرَكُمَا     teHāvurakumā     ikinizin konuşmanızı
 
İsim  Tefâ’ul Kalıbı     İsim Fiil  Eril    Mansûb İsim    
    

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ قَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا وَتَشْتَكِي إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا ۚ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ

Kad semiallâhu kavlelletî tucâdiluke fî zevcihâ ve teştekî ilallâhi vallâhu yesmeu tehâvurekumâ, innellâhe semî’un basîr(basîrun).

Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah´a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, ikinizin karşılıklı konuşmasını işitir. Çünkü Allah en iyi işiten, en iyi görendir.
 


حَوَارِيُّون
[HyperLink1] 3:52     الْحَوَارِيُّونَ     l-Havāriyyūne     Havariler
 
İsim         Eril, Çoğul    Merfû` İsim    
    

فَلَمَّا أَحَسَّ عِيسَىٰ مِنْهُمُ الْكُفْرَ قَالَ مَنْ أَنْصَارِي إِلَى اللَّهِ ۖ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنْصَارُ اللَّهِ آمَنَّا بِاللَّهِ وَاشْهَدْ بِأَنَّا مُسْلِمُونَ

Fe lemmâ ehassa îsâ min humul kufre kâle men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), âmennâ billâh(billâhi), veşhed bi ennâ muslimûn(muslimûne).

İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah´a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah´ın yardımcılarıyız. Allah´a iman ettik biz. Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah´a teslim olanlarız."
 


حَوَارِيُّون
[HyperLink1] 5:111     الْحَوَارِيِّينَ     l-Havāriyyīne     Havarilere
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

وَإِذْ أَوْحَيْتُ إِلَى الْحَوَارِيِّينَ أَنْ آمِنُوا بِي وَبِرَسُولِي قَالُوا آمَنَّا وَاشْهَدْ بِأَنَّنَا مُسْلِمُونَ

Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).

Havarilere şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi: "İman ettik, sen de tanık ol ki biz, müslümanlarız/Allah´a teslim olanlarız!"
 


حَوَارِيُّون
[HyperLink1] 5:112     الْحَوَارِيُّونَ     l-Havāriyyūne     Havariler
 
İsim         Eril, Çoğul    Merfû` İsim    
    

إِذْ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ هَلْ يَسْتَطِيعُ رَبُّكَ أَنْ يُنَزِّلَ عَلَيْنَا مَائِدَةً مِنَ السَّمَاءِ ۖ قَالَ اتَّقُوا اللَّهَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ

İz kâlel havâriyyûne yâ îsebne meryeme hel yestetîu rabbuke en yunezzile aleynâ mâideten mines semâ(semâi) kâlettekullâhe in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Havariler demişlerdi ki: "Ey Meryem´in oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" İsa dedi ki: "Eğer müminlerseniz Allah´tan sakının!"
 


حَوَارِيُّون
[HyperLink1] 61:14     لِلْحَوَارِيِّينَ     lilHavāriyyīne     havarilere
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنْصَارِي إِلَى اللَّهِ ۖ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنْصَارُ اللَّهِ ۖ فَآمَنَتْ طَائِفَةٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَتْ طَائِفَةٌ ۖ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَىٰ عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû kûnû ensârallâhi kemâ kâle îsebnu meryeme lil havâriyyîne men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), fe âmenet tâifetun min benî isrâîle ve keferet tâifeh(tâifetun), fe eyyednellezîne âmenû alâ aduvvihim fe asbehû zâhirîn(zâhirîne).

Ey iman sahipleri! Allah´ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: "Allah´a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de, havariler: "Biz, Allah´ın yardımcılarıyız!" cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.
 


حَوَارِيُّون
[HyperLink1] 61:14     الْحَوَارِيُّونَ     l-Havāriyyūne     havariler
 
İsim         Eril, Çoğul    Merfû` İsim    
    

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنْصَارِي إِلَى اللَّهِ ۖ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنْصَارُ اللَّهِ ۖ فَآمَنَتْ طَائِفَةٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَتْ طَائِفَةٌ ۖ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَىٰ عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû kûnû ensârallâhi kemâ kâle îsebnu meryeme lil havâriyyîne men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâlel havâriyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), fe âmenet tâifetun min benî isrâîle ve keferet tâifeh(tâifetun), fe eyyednellezîne âmenû alâ aduvvihim fe asbehû zâhirîn(zâhirîne).

Ey iman sahipleri! Allah´ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: "Allah´a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de, havariler: "Biz, Allah´ın yardımcılarıyız!" cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.
 


حُور
[HyperLink1] 44:54     بِحُورٍ     biHūrin     hurilerle
 
İsim         Çoğul    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ

Kezâlik(kezâlike), ve zevvecnâhum bi hûrin în(înin).

İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişizdir.
 


حُور
[HyperLink1] 52:20     بِحُورٍ     biHūrin     hurilerle
 
İsim         Çoğul    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ

Muttekiîne alâ sururin masfûfeh(masfûfetin), ve zevvecnâhum bi hûrin înin.

Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir.
 


حُور
[HyperLink1] 55:72     حُورٌ     Hūrun     huriler
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

حُورٌ مَقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ

Hûrun maksûrâtun fîl hiyâm(hiyâmi).

Çadırlar içinde bekletilen huriler var.
 


حُور
[HyperLink1] 56:22     وَحُورٌ     ve Hūrun     ve huriler
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

وَحُورٌ عِينٌ

Ve hûrun înun.

Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.
 


يُحَاوِرُ
[HyperLink1] 18:34     يُحَاوِرُهُ     yuHāviruhu     konuşurken
 
Fiil  Mufa’ale Kalıbı       3. şahıs, Eril, Tekil  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَنَا أَكْثَرُ مِنْكَ مَالًا وَأَعَزُّ نَفَرًا

Ve kâne lehu semer(semerun), fe kâle li sâhıbihî ve huve yuhâviruhû ene ekseru minke mâlen ve eazzu neferâ(neferen).

Adamın başka bir geliri de vardı. Bu yüzden, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sırada ona şöyle demişti: "Ben, malca senden zengin, insan unsuru bakımından da güçlü ve onurluyum."
 


يُحَاوِرُ
[HyperLink1] 18:37     يُحَاوِرُهُ     yuHāviruhu     konuşan
 
Fiil  Mufa’ale Kalıbı       3. şahıs, Eril, Tekil  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ سَوَّاكَ رَجُلًا

Kâle lehu sâhıbuhu ve huve yuhâviruhû e keferte billezî halakake min turâbin summe min nutfetin summe sevvâke raculâ(raculen).

Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?"
 


يَحُورَ
[HyperLink1] 84:14     يَحُورَ     yeHūra     dönmeyeceğini
 
Fiil         3. şahıs, Eril, Tekil  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ

İnnehu zanne en len yahûr(yahûra).

Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.