صَّافُّون
37:165
الصَّافُّونَ
S-Sāffūne
o saf saf dizilenler
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ
Ve innâ le nahnus sâffûn(sâffûne).
O saf saf dizilenler elbette biziz.
|
صَفّ
18:48
صَفًّا
Saffen
sıra sıra
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَعُرِضُوا عَلَىٰ رَبِّكَ صَفًّا لَقَدْ جِئْتُمُونَا كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ ۚ بَلْ زَعَمْتُمْ أَلَّنْ نَجْعَلَ لَكُمْ مَوْعِدًا
Ve uridû alâ rabbike saffâ(saffen), lekad ci´tumûnâ kemâ halaknâkum evvele merreh(merretin), bel zeamtum ellen nec´ale lekum mev´ıdâ(mev´ıden).
Hepsi, saflar halinde Rabbine arz edilmiştir. Yemin olsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Ama siz, sizin için hesabın görüleceği bir zaman belirlemeyeceğimizi sanmıştınız.
|
صَفّ
20:64
صَفًّا
Saffen
sıra halinde
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا ۚ وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَىٰ
Fe ecmiû keydekum summe’tû saffâ(saffen), ve kad eflehal yevme menista’lâ.
"Hemen hünerlerinizi birleştirin; sonra saf bağlamış olarak gelin! Bugün, üstün gelen kurtulmuş olacaktır."
|
صَفّ
37:1
صَفًّا
Saffen
sıra sıra dizilenlere
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالصَّافَّاتِ صَفًّا
Ves sâffati saffâ(saffen).
Yemin olsun o saf bağlayıp dizilenlere/o saflar tutturup sıraya dizilenlere/o kanatlarını açıp toplayarak uçanlara,
|
صَفّ
61:4
صَفًّا
Saffen
saf bağlayarak
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ
İnnallâhe yuhıbbullezîne yukâtilûne fî sebîlihî saffen ke ennehum bunyânun mersûs(mersûsun).
Allah kendi yolunda, duvarları birbine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlıyarak çarpışanları sever.
|
صَفّ
78:38
صَفًّا
Saffen
sıra sıra
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا
Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ(sevâben).
O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman´ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.
|
صَفّ
89:22
صَفًّا
Saffen
sıra
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Ve câe rabbuke vel meleku saffen saffâ(saffen).
Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde,
|
صَفّ
89:22
صَفًّا
Saffen
sıra
İsim
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Ve câe rabbuke vel meleku saffen saffâ(saffen).
Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde,
|
صَوَافّ
22:36
صَوَافَّ
Savāffe
(kurban için) sıra halinde dururlarken
İsim
Eril, Çoğul
Mansûb İsim
وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُمْ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ ۖ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا صَوَافَّ ۖ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ ۚ كَذَٰلِكَ سَخَّرْنَاهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Vel budne cealnâhâ lekum min şeâirillâhi lekum fîhâ hayr(hayrun), fezkurûsmallâhi aleyhâ savâff(savâffe), fe izâ vecebet cunûbuhâ fe kulû minhâ ve at’ımûl kânia vel mu’terr(mu’terra), kezâlike sahharnâhâ lekum leallekum teşkurûn(teşkurûne).
Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için Allah´ın kutsallık nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar sıralanmış halde ayakları üzerine dururken, üzerlerine Allah´ın ismini anın. Yanları yere yaslandığı zaman da onlardan yiyin; isteyen yoksulu da istemeyen yoksulu da doyurun. Allah o hayvanları sizin hizmetinize verdi ki, şükredebilesiniz.
|
صَٰفَّٰت
24:41
صَافَّاتٍ
Sāffātin
saflar halinde uçan
İsim
Etken
Dişil, Çoğul
Mecrûr İsim
Belirsiz
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ ۖ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ
E lem tera ennallâhe yusebbihu lehu men fîs semâvâti vel ardı vet tayru sâffât(sâffâtin), kullun kad alime salâtehu ve tesbîhah(tesbîhahu), vallâhu alîmun bimâ yef’alûn(yef’alûne).
Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlular da bölük bölük olmuş kuşlar da Allah´ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü duasını, kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir.
|
صَٰفَّٰت
37:1
وَالصَّافَّاتِ
veSSāffāti
andolsun
İsim
Etken
Dişil, Çoğul
Mecrûr İsim
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالصَّافَّاتِ صَفًّا
Ves sâffati saffâ(saffen).
Yemin olsun o saf bağlayıp dizilenlere/o saflar tutturup sıraya dizilenlere/o kanatlarını açıp toplayarak uçanlara,
|
صَٰفَّٰت
67:19
صَافَّاتٍ
Sāffātin
sıra sıra
İsim
Etken
Dişil, Çoğul
Mansûb İsim
Belirsiz
أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ ۚ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ ۚ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ
E ve lem yerev ilet tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdn(yakbıdne), mâ yumsikuhunne iller rahmân(rahmânu), innehu bi kulli şey’in basîr(basîrun).
Üstlerinde, kanatlarını açıp kapayarak uçun kuşları hiç görmediler mi? Onları Rahman´dan başkası tutmuyor. Kuşkusuz O, her şeyi görmektedir.
|
مَصْفُوفَة
88:15
مَصْفُوفَةٌ
meSfūfetun
dizilmiş
Sıfat
Edilgen
Dişil
Merfû` İsim
Belirsiz
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ
Ve nemârıku masfûfeh(masfûfetun).
Sıra sıra dizilmiş yastıklar,
|
مَصْفُوفَة
52:20
مَصْفُوفَةٍ
meSfūfetin
sıra sıra dizilmiş
İsim
Edilgen
Dişil
Mecrûr İsim
Belirsiz
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ
Muttekiîne alâ sururin masfûfeh(masfûfetin), ve zevvecnâhum bi hûrin înin.
Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir.
|