KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Sad-Mim-Mim      ص م م 

Sağır olmak

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 15 kez geçiyor.

Gövde(ler)

12 kez أَصَمّ
1 kez أَصَمَّ
2 kez صَمُّ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


أَصَمّ
[HyperLink1] 2:18     صُمٌّ     Summun     sağırdırlar
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ

Summun bukmun umyun fe hum lâ yerciûn(yerciûne).

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 2:171     صُمٌّ     Summun     sağırdırlar
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُوا كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لَا يَسْمَعُ إِلَّا دُعَاءً وَنِدَاءً ۚ صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَعْقِلُونَ

Ve meselullezîne keferû ke meselillezî yen’ıku bi mâ lâ yesmeû illâ duâen ve nidââ(nidâen), summun bukmun umyun fe hum lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 6:39     صُمٌّ     Summun     sağırdırlar
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِ ۗ مَنْ يَشَإِ اللَّهُ يُضْلِلْهُ وَمَنْ يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ

Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti), men yeşâillâhu yudlilhu, ve men yeşe’ yec’alhu alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği/dileyen kişiyi şaşırtır, dilediğini/dileyeni de dosdoğru yol üzerine koyar.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 8:22     الصُّمُّ     S-Summu     sağırlar
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim    
    

إِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللَّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ

İnne şerred devâbbi indallâhis summul bukmullezîne lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır dilsizlerdir.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 10:42     الصُّمَّ     S-Summe     sağırlara
 
İsim         Çoğul    Mansûb İsim    
    

وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ ۚ أَفَأَنْتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ وَلَوْ كَانُوا لَا يَعْقِلُونَ

Ve minhum men yestemiûne ileyk(ileyke), e fe ente tusmius summe ve lev kânû lâ ya´kilûn(ya´kilûne).

İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Peki, sağırlara sen mi işittireceksin? Hele bir de akıllarını kullanmıyorlarsa!
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 11:24     وَالْأَصَمِّ     vel’eSammi     ve sağırın
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

مَثَلُ الْفَرِيقَيْنِ كَالْأَعْمَىٰ وَالْأَصَمِّ وَالْبَصِيرِ وَالسَّمِيعِ ۚ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلًا ۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Meselul ferîkayni kel a’mâ vel esammi vel basîri ves semî’(semîı) hel yesteviyâni meselâ(meselen) e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Bu iki topluluğun durumu körle sağır, görenle işiten farkına benzer. Örnek olarak bu ikisi bir olur mu? Hâlâ düşünüp taşınıyor musunuz?
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 17:97     وَصُمًّا     ve Summen     ve sağır
 
İsim         Çoğul    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَمَنْ يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِ ۖ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُمْ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِهِ ۖ وَنَحْشُرُهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ عُمْيًا وَبُكْمًا وَصُمًّا ۖ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ ۖ كُلَّمَا خَبَتْ زِدْنَاهُمْ سَعِيرًا

Ve men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehum evliyâe min dûnih(dûnihî), ve nahşuruhum yevmel kıyâmeti alâ vucûhihim umyen ve bukmen ve summâ(summen), me’vâhum cehennem(cehennemu), kullemâ habet zidnâhum saîrâ(saîren).

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O´nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 21:45     الصُّمُّ     S-Summu     sağır(lar)
 
İsim         Çoğul    Merfû` İsim    
    

قُلْ إِنَّمَا أُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِ ۚ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاءَ إِذَا مَا يُنْذَرُونَ

Kul innemâ unzirukum bil vahyi ve lâ yesmeus summud duâe izâ mâ yunzerûn(yunzerûne).

De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki!
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 25:73     صُمًّا     Summen     sağır
 
İsim         Çoğul    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا

Vellezîne izâ zukkirû bi âyâti rabbihim lem yahırrû aleyhâ summen ve umyânen(umyânen).

Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 27:80     الصُّمَّ     S-Summe     sağırlara
 
İsim         Çoğul    Mansûb İsim    
    

إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ

İnneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn(mudbirîne).

Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 30:52     الصُّمَّ     S-Summe     sağırlara
 
İsim         Çoğul    Mansûb İsim    
    

فَإِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ

Fe inneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn(mudbirîne).

Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
 


أَصَمّ
[HyperLink1] 43:40     الصُّمَّ     S-Summe     sağıra
 
İsim         Çoğul    Mansûb İsim    
    

أَفَأَنْتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ أَوْ تَهْدِي الْعُمْيَ وَمَنْ كَانَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ

E fe ente tusmius summe ev tehdîl umye ve men kâne fî dalâlin mubîn(mubînin).

Sen şimdi sağırlara söz mü duyuracaksın; yoksa körlere, apaçık sapıklığa dalmışlara kılavuzluk mu edeceksin?!
 


أَصَمَّ
[HyperLink1] 47:23     فَأَصَمَّهُمْ     feeSammehum     sağır yaptığı
 
Fiil  İf’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَىٰ أَبْصَارَهُمْ

Ulâikellezîne leanehumullâhu fe esammehum ve a’mâ ebsârehum.

İşte bunlardır, Allah´ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...
 


صَمُّ
[HyperLink1] 5:71     وَصَمُّوا     ve Sammū     ve sağır kesildiler
 
Fiil         3. şahıs, Eril, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

وَحَسِبُوا أَلَّا تَكُونَ فِتْنَةٌ فَعَمُوا وَصَمُّوا ثُمَّ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ ثُمَّ عَمُوا وَصَمُّوا كَثِيرٌ مِنْهُمْ ۚ وَاللَّهُ بَصِيرٌ بِمَا يَعْمَلُونَ

Ve hasibû ellâ tekûne fitnetun fe amû ve sammû summe tâballâhu aleyhim summe amû ve sammû kesîrun minhum vallâhu basîrun bimâ ya’melûn(ya’melûne).

Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür.
 


صَمُّ
[HyperLink1] 5:71     وَصَمُّوا     ve Sammū     ve sağır kesildiler
 
Fiil         3. şahıs, Eril, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

وَحَسِبُوا أَلَّا تَكُونَ فِتْنَةٌ فَعَمُوا وَصَمُّوا ثُمَّ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ ثُمَّ عَمُوا وَصَمُّوا كَثِيرٌ مِنْهُمْ ۚ وَاللَّهُ بَصِيرٌ بِمَا يَعْمَلُونَ

Ve hasibû ellâ tekûne fitnetun fe amû ve sammû summe tâballâhu aleyhim summe amû ve sammû kesîrun minhum vallâhu basîrun bimâ ya’melûn(ya’melûne).

Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür.