إِبْكَٰر
3:41
وَالْإِبْكَارِ
vel’ibkāri
ve sabah
İsim
Eril
Mecrûr İsim
قَالَ رَبِّ اجْعَلْ لِي آيَةً ۖ قَالَ آيَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمْزًا ۗ وَاذْكُرْ رَبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
Kâle rabbic’al lî âyeh(âyeten), kâle âyetuke ellâ tukellimen nâse selâsete eyyâmin illâ remzâ(remzan), vezkur rabbeke kesîran ve sebbih bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).
Zekeriyya dedi: "Rabbim, bana bir belirti ver." Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et."
|
إِبْكَٰر
40:55
وَالْإِبْكَارِ
vel’ibkāri
sabah
İsim
Eril
Mecrûr İsim
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
Fasbir inne va’dallâhi hakkun vestagfir li zenbike ve sebbih bi hamdi rabbike bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).
Öyleyse sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah´ın vaadi haktır. Günahın için af dile. Akşam ve sabah, Rabbini överek tespih et!
|
بِكْر
2:68
بِكْرٌ
bikrun
körpe
Sıfat
Eril
Merfû` İsim
Belirsiz
قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَ ۚ قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لَا فَارِضٌ وَلَا بِكْرٌ عَوَانٌ بَيْنَ ذَٰلِكَ ۖ فَافْعَلُوا مَا تُؤْمَرُونَ
Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiy(hiye), kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun lâ fâridun ve lâ bikr(bikrun), avânun beyne zâlik(zalike) fef’alû mâ tu’merûn(tu’merune).
Şöyle konuştular: "Çağır Rabb´ine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın!
|
بِكْر
66:5
وَأَبْكَارًا
ve ebkāran
ve bakire
Sıfat
Dişil, Çoğul
Mansûb İsim
Belirsiz
عَسَىٰ رَبُّهُ إِنْ طَلَّقَكُنَّ أَنْ يُبْدِلَهُ أَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَائِبَاتٍ عَابِدَاتٍ سَائِحَاتٍ ثَيِّبَاتٍ وَأَبْكَارًا
Asâ rabbuhû in tallakakunne en yubdilehû ezvâcen hayren min kunne muslimâtin mû’minâtin kânitâtin tâibâtin âbidâtin sâihâtin seyyibâtin ve ebkârâ(ebkâren).
O sizi boşarsa, kim bilir belki de Rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler nasip eder: Allah´a teslim olan, iman sahibi, gönülden bağlı, tövbe etmesini seven, ibadete düşkün, yolculuk edebilen dullar ve bâkireler.
|
بِكْر
56:36
أَبْكَارًا
ebkāran
bakireler
İsim
Dişil, Çoğul
Mansûb İsim
Belirsiz
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا
Fe cealnâ hunne ebkârân(ebkâren).
Hepsini bakireler yapmışızdır,
|
بُكْرَة
19:11
بُكْرَةً
bukraten
sabah
Zaman Zarfı
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَىٰ إِلَيْهِمْ أَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Fe harece alâ kavmihî minel mihrâbi fe evhâ ileyhim en sebbihû bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).
Bunun üzerine Zekeriyya, yakarış yerinden ayrılıp halkının karşısına geçti ve onlara "sabah akşam tespih edin" diye işaret verdi.
|
بُكْرَة
19:62
بُكْرَةً
bukraten
sabah
Zaman Zarfı
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا إِلَّا سَلَامًا ۖ وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ فِيهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Lâ yesmeûne fîhâ lagven illâ selâmâ(selâmen), ve lehum rızkuhum fîhâ bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).
Orada boş lakırdı değil, yalnızca "selam" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam, rızıkları da hazırdır.
|
بُكْرَة
25:5
بُكْرَةً
bukraten
sabah
Zaman Zarfı
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَىٰ عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve kâlû esâtîrul evvelînektetebehâ fe hiye tumlâ aleyhi bukreten ve asîlâ(asîlen).
Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah akşam birileri tarafından yazdırılıyor."
|
بُكْرَة
33:42
بُكْرَةً
bukraten
sabah
Zaman Zarfı
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).
O´nu sabah akşam tespih edin!
|
بُكْرَة
48:9
بُكْرَةً
bukraten
sabah
Zaman Zarfı
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûh(tuvakkırûhu), ve tusebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).
Allah´a ve resulüne inanasınız, O´nu destekleyesiniz, O´nu yüce bilesiniz ve sabah akşam O´nu tespih edesiniz diye.
|
بُكْرَة
76:25
بُكْرَةً
bukraten
sabah
Zaman Zarfı
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Vezkurisme rabbike bukreten ve asîlâ(asîlen).
Rabbinin adını sabahtan da akşamdan da an!
|
بُكْرَة
54:38
بُكْرَةً
bukraten
erken
İsim
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَلَقَدْ صَبَّحَهُمْ بُكْرَةً عَذَابٌ مُسْتَقِرٌّ
Ve lekad sabbehahum bukreten azâbun mustekırr(mustekırrun).
Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları.
|