مُبْلِسُون
6:44
مُبْلِسُونَ
mublisūne
bütün umutlarnı yitirdiler
İsim
İf’al Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ حَتَّىٰ إِذَا فَرِحُوا بِمَا أُوتُوا أَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَإِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ
Fe lemmâ nesû mâ zukkirû bihî fetahnâ aleyhim ebvâbe kulli şey’(şey’in), hattâ izâ ferihû bimâ ûtû ehaznâhum bagteten fe izâhum mublisûn(mublisûne).
Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler.
|
مُبْلِسُون
23:77
مُبْلِسُونَ
mublisūne
şaşkın ve umutsuz kalırlar
İsim
İf’al Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
حَتَّىٰ إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ
Hattâ izâ fetahnâ aleyhim bâben zâ azâbin şedîdin izâ hum fîhi mublisûn(mublisûne).
Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.
|
مُبْلِسُون
30:49
لَمُبْلِسِينَ
lemublisīne
umutsuz(dular)
İsim
İf’al Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Mansûb İsim
وَإِنْ كَانُوا مِنْ قَبْلِ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْهِمْ مِنْ قَبْلِهِ لَمُبْلِسِينَ
Ve in kânû min kabli en yunezzele aleyhim min kablihî le mublisîn(mublisîne).
Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz idiler.
|
مُبْلِسُون
43:75
مُبْلِسُونَ
mublisūne
umutsuzdurlar
İsim
İf’al Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
لَا يُفَتَّرُ عَنْهُمْ وَهُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ
Lâ yufetteru anhum ve hum fîhi mublisûn(mublisûne).
Azapları hafifletilmeyecektir; onun içinde ümitsiz kalacaklardır.
|
يُبْلِسُ
30:12
يُبْلِسُ
yublisu
susarlar
Fiil
İf’al Kalıbı
3. şahıs, Eril, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يُبْلِسُ الْمُجْرِمُونَ
Ve yevme tekûmus sâatu yublisul mucrimûn(mucrimûne).
Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar sus pus olacaklardır.
|