تُبَذِّرْ
17:26
تُبَذِّرْ
tubeƶƶir
saçıp savurma
Fiil
Tef’il Kalıbı
2. şahıs, Eril, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
وَآتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا
Ve âti zel kurbâ hakkahu vel miskîne vebnes sebîli ve lâ tubezzir tebzîrâ(tebzîren).
Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.
|
تَبْذِير
17:26
تَبْذِيرًا
tebƶīran
savurarak
İsim
Tef’il Kalıbı
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَآتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا
Ve âti zel kurbâ hakkahu vel miskîne vebnes sebîli ve lâ tubezzir tebzîrâ(tebzîren).
Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.
|
مُبَذِّرِين
17:27
الْمُبَذِّرِينَ
l-mubeƶƶirīne
savurganlar
İsim
Tef’il Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Mansûb İsim
إِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُوا إِخْوَانَ الشَّيَاطِينِ ۖ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّهِ كَفُورًا
İnnel mubezzirîne kânû ihvâneş şeyâtîn(şeyâtîni), ve kâneş şeytânu li rabbihî kefûrâ(kefûren).
Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar. Ve şeytan, kendi Rabbine nankörlük etmiştir.
|