KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Dal-Mim-Ra      د م ر 

To perish utterly, be annihilated, to destroy.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 10 kez geçiyor.

Gövde(ler)

2 kez تَدْمِير
8 kez دَمَّرَ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


تَدْمِير
[HyperLink1] 17:16     تَدْمِيرًا     tedmīran     darmadağın
 
İsim  Tef’il Kalıbı     İsim Fiil  Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَإِذَا أَرَدْنَا أَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُوا فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا

Ve izâ erednâ en nuhlike karyeten emernâ mutrafîhâ fe fesekû fîhâ fe hakka aleyhel kavlu fe demmernâhâ tedmîrâ(tedmîren).

Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.
 


تَدْمِير
[HyperLink1] 25:36     تَدْمِيرًا     tedmīran     yıkılışla
 
İsim  Tef’il Kalıbı     İsim Fiil  Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا

Fe kulnazhebâ ilel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, fe demmernâhum tedmîrâ(tedmîren).

Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 7:137     وَدَمَّرْنَا     ve demmernā     ve yıktık
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

وَأَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذِينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الْأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا ۖ وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنَىٰ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا ۖ وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُهُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ

Ve evresnel kavmellezîne kânû yustad’afûne meşârikal ardı ve megâribehelletî bâreknâ fîhâ, ve temmet kelimetu rabbikel husnâ alâ benî isrâîle bi mâ saberû, ve demmernâ mâ kâne yasnau fir’avnu ve kavmuhu ve mâ kânû ya’rişûn(ya’rişûne).

Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 17:16     فَدَمَّرْنَاهَا     fe demmernāhā     biz de orayı yıkarız
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

وَإِذَا أَرَدْنَا أَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُوا فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا

Ve izâ erednâ en nuhlike karyeten emernâ mutrafîhâ fe fesekû fîhâ fe hakka aleyhel kavlu fe demmernâhâ tedmîrâ(tedmîren).

Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 25:36     فَدَمَّرْنَاهُمْ     fedemmernāhum     ve onları yok ettik
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا

Fe kulnazhebâ ilel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, fe demmernâhum tedmîrâ(tedmîren).

Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 26:172     دَمَّرْنَا     demmernā     helak ettik
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ

Summe demmernel âharîn(âharîne).

Sonra ötekileri mahvedip batırdık.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 27:51     دَمَّرْنَاهُمْ     demmernāhum     onları yıktık yok ettik
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ مَكْرِهِمْ أَنَّا دَمَّرْنَاهُمْ وَقَوْمَهُمْ أَجْمَعِينَ

Fenzur keyfe kâne âkıbetu mekrihim ennâ demmernâhum ve kavmehum ecmeîn(ecmeîne).

Bir baksana nasıl oldu tuzaklarının sonu! İşte, onları da topluluklarını da hep birlikte yere geçirdik.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 37:136     دَمَّرْنَا     demmernā     kırdık (geçirdik)
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ

Summe demmernel âharîn(âharîne).

Sonra ötekileri yerle bir ettik.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 46:25     تُدَمِّرُ     tudemmiru     yıkar mahveder
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       3. şahıs, Dişil, Tekil  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَىٰ إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ

Tudemmiru kulle şey’in bi emri rabbihâ fe asbehû lâ yurâ illâ mesâkinuhum kezâlike neczîl kavmel mucrimîn(mucrimîne).

Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz.
 


دَمَّرَ
[HyperLink1] 47:10     دَمَّرَ     demmera     yıkıp başlarına geçirmiştir
 
Fiil  Tef’il Kalıbı       3. şahıs, Eril, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۚ دَمَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ ۖ وَلِلْكَافِرِينَ أَمْثَالُهَا

E fe lem yesîrû fîl ardı fe yenzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim, demmerallâhu aleyhim ve lil kâfirîne emsâluhâ.

Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakmıyorlar mı? Allah onları yerle bir etmiştir. Şu inkâr edenlere de onlara yapılanın aynısı yapılacaktır.