تَدْمِير
17:16
تَدْمِيرًا
tedmīran
darmadağın
İsim
Tef’il Kalıbı
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَإِذَا أَرَدْنَا أَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُوا فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا
Ve izâ erednâ en nuhlike karyeten emernâ mutrafîhâ fe fesekû fîhâ fe hakka aleyhel kavlu fe demmernâhâ tedmîrâ(tedmîren).
Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.
|
تَدْمِير
25:36
تَدْمِيرًا
tedmīran
yıkılışla
İsim
Tef’il Kalıbı
İsim Fiil
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا
Fe kulnazhebâ ilel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, fe demmernâhum tedmîrâ(tedmîren).
Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
|
دَمَّرَ
7:137
وَدَمَّرْنَا
ve demmernā
ve yıktık
Fiil
Tef’il Kalıbı
1. şahıs, Çoğul
Geçmiş Zaman
وَأَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذِينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الْأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا ۖ وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنَىٰ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا ۖ وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُهُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ
Ve evresnel kavmellezîne kânû yustad’afûne meşârikal ardı ve megâribehelletî bâreknâ fîhâ, ve temmet kelimetu rabbikel husnâ alâ benî isrâîle bi mâ saberû, ve demmernâ mâ kâne yasnau fir’avnu ve kavmuhu ve mâ kânû ya’rişûn(ya’rişûne).
Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik.
|
دَمَّرَ
17:16
فَدَمَّرْنَاهَا
fe demmernāhā
biz de orayı yıkarız
Fiil
Tef’il Kalıbı
1. şahıs, Çoğul
Geçmiş Zaman
وَإِذَا أَرَدْنَا أَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُوا فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا
Ve izâ erednâ en nuhlike karyeten emernâ mutrafîhâ fe fesekû fîhâ fe hakka aleyhel kavlu fe demmernâhâ tedmîrâ(tedmîren).
Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.
|
دَمَّرَ
25:36
فَدَمَّرْنَاهُمْ
fedemmernāhum
ve onları yok ettik
Fiil
Tef’il Kalıbı
1. şahıs, Çoğul
Geçmiş Zaman
فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا
Fe kulnazhebâ ilel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, fe demmernâhum tedmîrâ(tedmîren).
Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
|
دَمَّرَ
26:172
دَمَّرْنَا
demmernā
helak ettik
Fiil
Tef’il Kalıbı
1. şahıs, Çoğul
Geçmiş Zaman
ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ
Summe demmernel âharîn(âharîne).
Sonra ötekileri mahvedip batırdık.
|
دَمَّرَ
27:51
دَمَّرْنَاهُمْ
demmernāhum
onları yıktık yok ettik
Fiil
Tef’il Kalıbı
1. şahıs, Çoğul
Geçmiş Zaman
فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ مَكْرِهِمْ أَنَّا دَمَّرْنَاهُمْ وَقَوْمَهُمْ أَجْمَعِينَ
Fenzur keyfe kâne âkıbetu mekrihim ennâ demmernâhum ve kavmehum ecmeîn(ecmeîne).
Bir baksana nasıl oldu tuzaklarının sonu! İşte, onları da topluluklarını da hep birlikte yere geçirdik.
|
دَمَّرَ
37:136
دَمَّرْنَا
demmernā
kırdık (geçirdik)
Fiil
Tef’il Kalıbı
1. şahıs, Çoğul
Geçmiş Zaman
ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ
Summe demmernel âharîn(âharîne).
Sonra ötekileri yerle bir ettik.
|
دَمَّرَ
46:25
تُدَمِّرُ
tudemmiru
yıkar mahveder
Fiil
Tef’il Kalıbı
3. şahıs, Dişil, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَىٰ إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ
Tudemmiru kulle şey’in bi emri rabbihâ fe asbehû lâ yurâ illâ mesâkinuhum kezâlike neczîl kavmel mucrimîn(mucrimîne).
Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz.
|
دَمَّرَ
47:10
دَمَّرَ
demmera
yıkıp başlarına geçirmiştir
Fiil
Tef’il Kalıbı
3. şahıs, Eril, Tekil
Geçmiş Zaman
أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۚ دَمَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ ۖ وَلِلْكَافِرِينَ أَمْثَالُهَا
E fe lem yesîrû fîl ardı fe yenzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim, demmerallâhu aleyhim ve lil kâfirîne emsâluhâ.
Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakmıyorlar mı? Allah onları yerle bir etmiştir. Şu inkâr edenlere de onlara yapılanın aynısı yapılacaktır.
|