Fe-Nun-Dal      ف ن د 

lie, utter a falsehood, to err or make a mistake, weak in judgement, unsound in mind, lack in ability, dotard.

Gövde(ler)

1 kez تُفَنِّدُ

---

تُفَنِّدُ 12:94     تُفَنِّدُونِ     tufennidūni     bana bunak demezseniz Fiil  Tef’il Kalıbı       2. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman           وَلَمَّا فَصَلَتِ الْعِيرُ قَالَ أَبُوهُمْ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَ ۖ لَوْلَا أَنْ تُفَنِّدُونِ Ve lemmâ fasalatil’îru kâle ebûhum innî le ecidu rîha yûsufe lev lâ en tufennidûn(tufennidûni). Kervan oradan ayrılınca, öte yandan babaları şöyle seslendi: "Yemin olsun, ben Yûsuf´un kokusunu duyuyorum. Umarım bana bunaklık isnat etmezsiniz."