غَبَرَة
80:40
غَبَرَةٌ
ğaberatun
tozlanmış
İsim
Dişil
Merfû` İsim
Belirsiz
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
Ve vucûhun yevmeizin aleyhâ gaberah(gaberatun).
Ve yüzler vardır o gün toza toprağa bulanmış.
|
غَٰبِرِين
7:83
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
geride kalanlar-
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
فَأَنْجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn(gâbirîne).
Biz de onu ve ailesini kurtardık karısı müstesna. O, yere geçenlerden oldu.
|
غَٰبِرِين
15:60
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
geri kalanlardan
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
إِلَّا امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَا ۙ إِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِرِينَ
İllemre’etehu kaddernâ innehâ le minel gâbirîn(gâbirîne).
"Lût´un karısı hariç. O günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik."
|
غَٰبِرِين
26:171
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
geride kalanlar
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
İllâ acûzen fîl gâbirîn(gâbirîne).
Ancak geridekiler arasında bir kocakarı kaldı.
|
غَٰبِرِين
27:57
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
kalanlardan olmasını
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
فَأَنْجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَاهَا مِنَ الْغَابِرِينَ
Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kaddernâhâ minel gâbirîn(gâbirîne).
Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. Onu, arkada kalanlardan biri olarak takdir etmiştik.
|
غَٰبِرِين
29:32
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
kalacaklar-
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
قَالَ إِنَّ فِيهَا لُوطًا ۚ قَالُوا نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَنْ فِيهَا ۖ لَنُنَجِّيَنَّهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Kâle inne fîhâ lûtâ(lûten), kâlû nahnu a’lemu bi men fîhâ le nunecciyennehu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn(gâbirîne).
İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak."
|
غَٰبِرِين
29:33
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
kalacaklar-
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
وَلَمَّا أَنْ جَاءَتْ رُسُلُنَا لُوطًا سِيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعًا وَقَالُوا لَا تَخَفْ وَلَا تَحْزَنْ ۖ إِنَّا مُنَجُّوكَ وَأَهْلَكَ إِلَّا امْرَأَتَكَ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Ve lemmâ en câet rusulunâ lûtan sîe bihim ve dâka bihim zer’ân, ve kâlû lâ tehaf ve lâ tahzen, innâ muneccûke ve ehleke illemreeteke kânet minel gâbirîn(gâbirîne).
Elçilerimiz Lût´a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır."
|
غَٰبِرِين
37:135
الْغَابِرِينَ
l-ğābirīne
(azabda) kalacaklar
İsim
Etken
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
İllâ acûzen fîl gâbirîn(gâbirîne).
Ancak terk edilenler içinde kalan kocakarı hariç.
|