هَنِي ٔ
4:4
هَنِيئًا
heniyen
afiyetle
Sıfat
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَآتُوا النِّسَاءَ صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةً ۚ فَإِنْ طِبْنَ لَكُمْ عَنْ شَيْءٍ مِنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيئًا مَرِيئًا
Ve âtûn nisâe sadukâtihinne nıhleh(nıhleten), fe in tıbne lekum an şey’in minhu nefsen fe kulûhu henîen merîâ(merîan).
Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.
|
هَنِي ٔ
77:43
هَنِيئًا
heniyen
afiyetle
Sıfat
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Kulû veşrebû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
"Yapıp ürettiklerinize karşılık olarak afiyetle yiyip için."
|
هَنِي ٔ
52:19
هَنِيئًا
heniyen
afiyetle
İsim
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Kulû veşrebû henîen bi mâ kuntum ta’melûne.
"Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak afiyetle yiyin, için!
|
هَنِي ٔ
69:24
هَنِيئًا
heniyen
afiyetle
İsim
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا أَسْلَفْتُمْ فِي الْأَيَّامِ الْخَالِيَةِ
Kulû veşrebû henîen bimâ esleftum fîl eyyâmil hâliyeh(hâliyeti).
Geçmiş günlerde sunduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için.
|