أَجْدَاث
36:51
الْأَجْدَاثِ
l-ecdāṧi
kabirler-
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُمْ مِنَ الْأَجْدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يَنْسِلُونَ
Ve nufiha fîs sûri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn(yensilûne).
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
|
أَجْدَاث
54:7
الْأَجْدَاثِ
l-ecdāṧi
kabirler-
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌ
Huşşe’an ebsâruhum yahrucûne minel ecdâsi keennehum cerâdun munteşir(munteşirun).
Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!
|
أَجْدَاث
70:43
الْأَجْدَاثِ
l-ecdāṧi
kabirler-
İsim
Eril, Çoğul
Mecrûr İsim
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَىٰ نُصُبٍ يُوفِضُونَ
Yevme yahrucûne minel ecdâsi sirâan ke ennehum ilâ nusubin yûfîdûn(yûfîdûne).
O gün, kabirlerden fırlayarak çıkarlar. Dikilmiş putlara doğru akın akın gider gibidirler.
|