كَأْس
37:45
بِكَأْسٍ
bike’sin
kadehler
İsim
Dişil
Mecrûr İsim
Belirsiz
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ
Yutâfu aleyhim bi ke’sin min maîn(maînin).
Kaynaktan doldurulmuş kadehler dolandırılır çevrelerinde.
|
كَأْس
52:23
كَأْسًا
ke’sen
bir kadeh
İsim
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ
Yetenâzeûne fîhâ ke’sen lâ lagvun fîhâ ve lâ te’sîmun.
Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş.
|
كَأْس
56:18
وَكَأْسٍ
ve ke’sin
ve kadehlerle
İsim
Dişil
Mecrûr İsim
Belirsiz
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ
Bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min maîn(maînin).
Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.
|
كَأْس
76:5
كَأْسٍ
ke’sin
bir kadeh-
İsim
Dişil
Mecrûr İsim
Belirsiz
إِنَّ الْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
İnnel ebrâra yeşrebûne min ke’sin kâne mizâcuhâ kâfûrâ(kâfûren).
İyilere gelince, onlar, karışımı kâfur olan bir kadehten içerler.
|
كَأْس
76:17
كَأْسًا
ke’sen
kadehten
İsim
Dişil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَبِيلًا
Ve yuskavne fîhâ ke’sen kâne mizâcuhâ zencebîlâ(zencebîlen).
Orada kendilerine karışımı zencefil olan bir kadehten içirilir.
|
كَأْس
78:34
وَكَأْسًا
ve ke’sen
ve kadeh(ler)
İsim
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَكَأْسًا دِهَاقًا
Ve ke’sen dihâkâ(dihâkan).
Dopdolu kadehler vardır.
|