تَلْفِتَ
10:78
لِتَلْفِتَنَا
litelfitenā
bizi çevirmek için
Fiil
3. şahıs, Dişil, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
قَالُوا أَجِئْتَنَا لِتَلْفِتَنَا عَمَّا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءَنَا وَتَكُونَ لَكُمَا الْكِبْرِيَاءُ فِي الْأَرْضِ وَمَا نَحْنُ لَكُمَا بِمُؤْمِنِينَ
Kâlû e ci’tenâ li telfitenâ ammâ vecednâ aleyhi âbâenâ ve tekûne lekumel kibriyâu fîl ard(ardı), ve mâ nahnu lekumâ bi mu’minîn(mu’minîne).
Dediler ki: "Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanmıyoruz."
|
يَلْتَفِتْ
11:81
يَلْتَفِتْ
yeltefit
geriye dönüp bakmasın
Fiil
İfti’al Kalıbı
3. şahıs, Eril, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
قَالُوا يَا لُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَنْ يَصِلُوا إِلَيْكَ ۖ فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ إِلَّا امْرَأَتَكَ ۖ إِنَّهُ مُصِيبُهَا مَا أَصَابَهُمْ ۚ إِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُ ۚ أَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَرِيبٍ
Kâlû ya lûtu innâ rusulu rabbike len yasilû ileyke fe esri bi ehlike bi kıt´ın minel leyli ve lâ yeltefit minkum ehadun illemreetek(illemreeteke), innehu musîbuhâ mâ esâbehum, inne mev’ıdehumus subh(subhu), e leyses subhu bi karîb(karîbin).
Melekler dediler: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?"
|
يَلْتَفِتْ
15:65
يَلْتَفِتْ
yeltefit
ardına dönüp bakmasın
Fiil
İfti’al Kalıbı
3. şahıs, Eril, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَاتَّبِعْ أَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ
Fe esri bi ehlike bi kıt’ın minel leyli vettebı’ edbârehum ve lâ yeltefit minkum ehadun vamdû haysu tu’merûn(tu’merûne).
"Gecenin bir yerinde aileni yola çıkar. Sen de arkalarından onları izle. Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere kadar gidin."
|