ٱلْتَقَطَ
12:10
يَلْتَقِطْهُ
yelteḳiThu
onu (görüp) alsın
Fiil
İfti’al Kalıbı
3. şahıs, Eril, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَتِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ
Kâle kâilun minhum lâ taktulû yûsufe ve elkûhu fî gayâbetil cubbi yel-tekithu ba’dus seyyâreti in kuntum fâilîn(fâilîne).
İçlerinden söz alan biri şöyle konuştu: "Yûsuf´u öldürmeyin. Onu bir kuyunun dibine bırakın; gelip geçen kafilelerden biri onu bulup alır. Yapacaksanız böyle yapın!"
|
ٱلْتَقَطَ
28:8
فَالْتَقَطَهُ
felteḳaTahu
nihayet onu aldı
Fiil
İfti’al Kalıbı
3. şahıs, Eril, Tekil
Geçmiş Zaman
فَالْتَقَطَهُ آلُ فِرْعَوْنَ لِيَكُونَ لَهُمْ عَدُوًّا وَحَزَنًا ۗ إِنَّ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا كَانُوا خَاطِئِينَ
Feltekatahû âlu fir’avne li yekûne lehum aduvven ve hazenâ(hazenen), inne fir’avne ve hâmâne ve cunûdehumâ kânû hâtıîn(hâtıîne).
Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar.
|