يَنْحِتُ
7:74
وَتَنْحِتُونَ
ve tenHitūne
ve yontup yapıyorsunuz
Fiil
2. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّأَكُمْ فِي الْأَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًا ۖ فَاذْكُرُوا آلَاءَ اللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ
Vezkurû iz cealekum hulefâe min ba´di âdin ve bevveekum fîl ardı tettehızûne min suhûlihâ kusûren ve tenhitûnel cibâle buyûten fezkurû âlâallâhi ve lâ ta´sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne).
"Hatırlayın ki, Allah sizi Ad´dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi. O´nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz, dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah´ın nimetlerini anın da fesat çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin."
|
يَنْحِتُ
15:82
يَنْحِتُونَ
yenHitūne
yontuyorlardı
Fiil
3. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا آمِنِينَ
Ve kânû yanhıtûne minel cibâli buyûten âminîn(âminîne).
Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı.
|
يَنْحِتُ
26:149
وَتَنْحِتُونَ
ve tenHitūne
ve yontuyorsunuz
Fiil
2. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا فَارِهِينَ
Ve tenhıtûne minel cibâli buyûten fârihîn(fârihîne).
"Keyif içinde, dağlardan evler yontuyorsunuz."
|
يَنْحِتُ
37:95
تَنْحِتُونَ
tenHitūne
yonttuğunuz
Fiil
2. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ
Kâle e ta’budûne mâ tenhıtûn(tenhıtûne).
İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?"
|