نَسْل
2:205
وَالنَّسْلَ
ve nnesle
ve nesli
İsim
Eril
Mansûb İsim
وَإِذَا تَوَلَّىٰ سَعَىٰ فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ ۗ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ
Ve izâ tevellâ seâ fîl ardı li yufside fîhâ ve yuhlikel harse ven nesl(nesle), vallâhu lâ yuhıbbul fesâd(fesâda).
Yanından ayrıldığında/işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı sevmez.
|
نَسْل
32:8
نَسْلَهُ
neslehu
onun neslini
İsim
Eril
Mansûb İsim
ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ
Summe ceale neslehu min sulâletin min mâin mehîn(mehînin).
Sonra onun neslini bir üsareden, hor görülen bir sudan oluşturdu.
|
يَنسِلُ
21:96
يَنْسِلُونَ
yensilūne
akın etmeye başladıkları
Fiil
3. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
حَتَّىٰ إِذَا فُتِحَتْ يَأْجُوجُ وَمَأْجُوجُ وَهُمْ مِنْ كُلِّ حَدَبٍ يَنْسِلُونَ
Hattâ izâ futihat ye’cûcu ve me’cûcu ve hum min kulli hadebin yensilûn(yensilûne).
Ye´cûc ve Me´cûc´ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler.
|
يَنسِلُ
36:51
يَنْسِلُونَ
yensilūne
koşuyorlar
Fiil
3. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُمْ مِنَ الْأَجْدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يَنْسِلُونَ
Ve nufiha fîs sûri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn(yensilûne).
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
|