تَرْجُفُ
73:14
تَرْجُفُ
tercufu
sarsılır
Fiil
3. şahıs, Dişil, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
يَوْمَ تَرْجُفُ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ وَكَانَتِ الْجِبَالُ كَثِيبًا مَهِيلًا
Yevme tercuful ardu vel cibâlu ve kânetil cibâlu kesîben mehîlâ(mehîlen).
O günde ki yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir kum yığınına dönüşür.
|
تَرْجُفُ
79:6
تَرْجُفُ
tercufu
sarsar
Fiil
3. şahıs, Dişil, Tekil
Şimdiki/Geniş Zaman
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ
Yevme tercufur râcifeh(râcifetu).
Ki o gün şiddetle sarsacak olan sarsacaktır.
|
رَّاجِفَة
79:6
الرَّاجِفَةُ
r-rācifetu
o sarsıntı
İsim
Etken
Dişil
Merfû` İsim
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ
Yevme tercufur râcifeh(râcifetu).
Ki o gün şiddetle sarsacak olan sarsacaktır.
|
رَّجْفَة
7:78
الرَّجْفَةُ
r-racfetu
o sarsıntı
İsim
Dişil
Merfû` İsim
فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Fe ehazethumur recfetu fe asbahû fî dârihim câsimîn(câsimîne).
Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.
|
رَّجْفَة
7:91
الرَّجْفَةُ
r-racfetu
o müthiş sarsıntı
İsim
Dişil
Merfû` İsim
فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Fe ehazethumur recfetu fe asbehû fî dârihim câsimîn(câsimîne).
Bunun üzerine o korkunç titreşim/o büyük zelzele onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.
|
رَّجْفَة
7:155
الرَّجْفَةُ
r-racfetu
sarsıntı
İsim
Dişil
Merfû` İsim
وَاخْتَارَ مُوسَىٰ قَوْمَهُ سَبْعِينَ رَجُلًا لِمِيقَاتِنَا ۖ فَلَمَّا أَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَإِيَّايَ ۖ أَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَهَاءُ مِنَّا ۖ إِنْ هِيَ إِلَّا فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَاءُ وَتَهْدِي مَنْ تَشَاءُ ۖ أَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا ۖ وَأَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ
Vahtâra mûsâ kavmehu seb’îne raculen li mîkâtinâ, fe lemmâ ehazet humur recfetu kâle rabbi lev şi’te ehlektehum min kablu ve iyyâye, e tuhlikunâ bi mâ feales sufehâu minnâ, in hiye illâ fitnetuk(fitnetuke), tudıllu bihâ men teşâu ve tehdî men teşâu ente veliyyunâ fâgfirlenâ verhamnâ ve ente hayrûl gâfirîn(gâfirîne).
Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli´mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın."
|
رَّجْفَة
29:37
الرَّجْفَةُ
r-racfetu
deprem
İsim
Dişil
Merfû` İsim
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Fe kezzebûhu fe ehazethumur recfetu fe asbehû fî dârihim câsimîn(câsimîne).
Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o korkunç sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler.
|
مُرْجِفُون
33:60
وَالْمُرْجِفُونَ
velmurcifūne
kötü haberler yayanlar
İsim
İf’al Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْمُرْجِفُونَ فِي الْمَدِينَةِ لَنُغْرِيَنَّكَ بِهِمْ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ فِيهَا إِلَّا قَلِيلًا
Le in lem yentehil munâfikûne vellezîne fî kulûbihim maradun vel murcifûne fîl medîneti le nugriyenneke bihim summe lâ yucâvirûneke fîhâ illâ kalîlâ(kalîlen).
İkiyüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde çirkin haberler yayanlar, bu yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine gitmeye elbette teşvik edeceğiz. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok az kalabilirler.
|