أَسَٰطِير
6:25
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masallarından
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ ۖ وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ۚ وَإِنْ يَرَوْا كُلَّ آيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَا ۚ حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوكَ يُجَادِلُونَكَ يَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Ve minhum men yestemiu ileyk(ileyke), ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minû bihâ, hattâ izâ câuke yucâdilûneke yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir."
|
أَسَٰطِير
8:31
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masallarındandır
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا قَالُوا قَدْ سَمِعْنَا لَوْ نَشَاءُ لَقُلْنَا مِثْلَ هَٰذَا ۙ إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Ve iza tutlâ aleyhim âyâtunâ kâlû kad semi´nâ lev neşâu le kulnâ misle hâzâ in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: "Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!"
|
أَسَٰطِير
16:24
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masalları
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ مَاذَا أَنْزَلَ رَبُّكُمْ ۙ قَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Ve izâ kîle lehum mâ zâ enzele rabbukum kâlû esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Onlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Öncekilerin masallarını."
|
أَسَٰطِير
23:83
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masallarından
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
لَقَدْ وُعِدْنَا نَحْنُ وَآبَاؤُنَا هَٰذَا مِنْ قَبْلُ إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Lekad vuıdnâ nahnu ve âbâunâ hâzâ min kablu in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!"
|
أَسَٰطِير
25:5
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masalları
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَىٰ عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve kâlû esâtîrul evvelînektetebehâ fe hiye tumlâ aleyhi bukreten ve asîlâ(asîlen).
Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah akşam birileri tarafından yazdırılıyor."
|
أَسَٰطِير
27:68
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masallarından
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
لَقَدْ وُعِدْنَا هَٰذَا نَحْنُ وَآبَاؤُنَا مِنْ قَبْلُ إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Lekad vuıdnâ hâzâ nahnu ve âbâunâ min kablu in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
"Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil."
|
أَسَٰطِير
46:17
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masallarından
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
وَالَّذِي قَالَ لِوَالِدَيْهِ أُفٍّ لَكُمَا أَتَعِدَانِنِي أَنْ أُخْرَجَ وَقَدْ خَلَتِ الْقُرُونُ مِنْ قَبْلِي وَهُمَا يَسْتَغِيثَانِ اللَّهَ وَيْلَكَ آمِنْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَيَقُولُ مَا هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Vellezî kâle li vâlideyhi uffın lekumâ e teidâninî en uhrece ve kad haletil kurûnu min kablî ve humâ yestegîsânillâhe veyleke âmin, inne va’dallâhi hakk(hakkun), fe yekûlu mâ hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Birisi de ana babasına: "Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?" dedi. Onlarsa; Allah´a sığınarak, "Yazıklar olsun; inansana, Allah´ın vaadi haktır" diye vahlanınca o şöyle dedi: "Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!"
|
أَسَٰطِير
68:15
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masallarıdır
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
İzâ tutlâ aleyhi âyâtunâ kâle esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"
|
أَسَٰطِير
83:13
أَسَاطِيرُ
esāTīru
masalları
İsim
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
İzâ tutlâ aleyhi âyâtunâ kâle esâtîrul evvelîn(evvelîne).
Ayetlerimiz ona okunduğunda, "Daha öncekilerin efsaneleri!" deyiverir.
|
مَسْطُور
17:58
مَسْطُورًا
mesTūran
yazılmıştır
İsim
Edilgen
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَإِنْ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَّا نَحْنُ مُهْلِكُوهَا قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ أَوْ مُعَذِّبُوهَا عَذَابًا شَدِيدًا ۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
Ve in min karyetin illâ nahnu muhlikûhâ kable yevmil kıyâmeti ev muazzibûhâ azâben şedîdâ(şedîden), kâne zâlike fîl kitâbi mestûrâ(mestûran).
Hiçbir kent/medeniyet dışta kalmamak üzere, kıyamet gününden önce hepsini ya helâk edeceğiz yahut da şiddetli bir azapla azaplandıracağız. İşte bu, Kitap´ta satır satır yazılmış bulunuyor.
|
مَسْطُور
33:6
مَسْطُورًا
mesTūran
yazılmıştır
İsim
Edilgen
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
النَّبِيُّ أَوْلَىٰ بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنْفُسِهِمْ ۖ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ ۗ وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَنْ تَفْعَلُوا إِلَىٰ أَوْلِيَائِكُمْ مَعْرُوفًا ۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûra(mestûren).
O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah´ın Kitabı´nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap´ta satırlara geçirilmiştir.
|
مَسْطُور
52:2
مَسْطُورٍ
mesTūrin
satır satır yazılmış
İsim
Edilgen
Eril
Mecrûr İsim
Belirsiz
وَكِتَابٍ مَسْطُورٍ
Ve kitâbin mesTURin.
Satır satır yazılmış Kitap´a,
|
مُصَيْطِر
52:37
الْمُصَيْطِرُونَ
l-muSayTirūne
hakim olan
İsim
Tef’il Kalıbı
Etken
Eril, Çoğul
Merfû` İsim
أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ
Em indehum hazâinu rabbike em humul musaytırûn(musaytırûne).
Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı?
|
مُصَيْطِر
88:22
بِمُصَيْطِرٍ
bimuSayTirin
zorlayıcı
İsim
Tef’il Kalıbı
Etken
Eril
Mecrûr İsim
Belirsiz
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍ
Leste aleyhim bi musaytır(musaytırın).
Üzerlerine musallat bir despot değilsin.
|
مُّسْتَطَر
54:53
مُسْتَطَرٌ
musteTarun
satır satır yazılmıştır
İsim
İfti’al Kalıbı
Edilgen
Eril
Merfû` İsim
Belirsiz
وَكُلُّ صَغِيرٍ وَكَبِيرٍ مُسْتَطَرٌ
Ve kullu sagîrin ve kebîrin mustetar(mustetarun).
Küçük büyük tümü, satır satır yazılmıştır.
|
يَسْطُرُ
68:1
يَسْطُرُونَ
yesTurūne
yazdıklarına
Fiil
3. şahıs, Eril, Çoğul
Şimdiki/Geniş Zaman
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ ن ۚ وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ
Nûn vel kalemi ve mâ yesturûn(yesturûne).
Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına
|