سِجِّيل
11:82
سِجِّيلٍ
siccīlin
balçıktan pişirilmiş
İsim
Eril
Mecrûr İsim
Belirsiz
فَلَمَّا جَاءَ أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِنْ سِجِّيلٍ مَنْضُودٍ
Fe lemmâ câe emrunâ cealnâ âliyehâ sâfilehâ ve emtarnâ aleyhâ hicâreten min siccîlin mendûd(mendûdin).
Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık.
|
سِجِّيل
15:74
سِجِّيلٍ
siccīlin
çamurdan pişmiş
İsim
Eril
Mecrûr İsim
Belirsiz
فَجَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِنْ سِجِّيلٍ
Fe cealnâ âliyehâ sâfilehâ ve emternâ aleyhim hıcâreten min siccîl(siccîlin).
O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
|
سِجِّيل
105:4
سِجِّيلٍ
siccīlin
çamur-
İsim
Eril
Mecrûr İsim
Belirsiz
تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ
Termîhim bi hicâretin min siccîl(siccîlin).
Atıyorlardı onlara kurumuş çamurdan damgalı taş.
|
سِّجِلّ
21:104
السِّجِلِّ
s-sicilli
tomarlarını
İsim
Eril
Mecrûr İsim
يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاءَ كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ ۚ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُعِيدُهُ ۚ وَعْدًا عَلَيْنَا ۚ إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ
Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduh(nuîduhu), va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn(fâılîne).
Gün olur göğü, yazı tomarlarını dürer gibi düreriz. İlk yaratılışta başladığımız gibi onu baştan yaparız. Üzerimizde bir vaat olarak biz bunu mutlaka yapacağız.
|